Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
cen-art Tecrübeli Üye
Kayıt: May 30, 2007 Mesajlar: 329 Nerden: istanbul
OFFLINE
|
Tarih: Cum Tem 27, 2007 10:01 pm Mesaj konusu: |
|
|
top case varmıydı. |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Mesaj konusu: |
|
|
|
|
Başa dön |
|
|
YYUCE Tecrübeli Üye
Kayıt: Jun 17, 2009 Mesajlar: 320 Nerden: İSTANBUL / Sultanahmet
OFFLINE
|
Tarih: Çrş Tem 01, 2009 3:49 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bu konu sürekli motorcuları meşgul eden bir konu, arkadamda ya eşim ya da kızım olur genellikle kızım bindiği zaman arkada oturan varmı yokmu hiç farkında bile değilim nedeni ise hafif kilolu ve talimatlarıma harfiyen uyuyor. Eşim bu konuda daha katı kuralları var virajlarda yan yatınca denge sağlamaya çalışıyor bu da benim alışkanlıklarımı zorluyor. Fazla sürat yapınca ayaklarıyla beni sıkıştırıyor yani fazla hızlı gitme ikazı yapıyor. Motoruma ilk defa bineceklere tavsiyem düşmeden ayağını yere koyma arkada selenin iki yanında bulunan tutamaklardan tut diyorum, zaten arkada oturanın durduğum zaman ayağını yere koyması mümkün değil. Tenere Ahmete' e katılmıyor değilim motorun keyfi tek kişi ile çıkıyor zaten Allah korusun bir aileden iki kayıp fazla olur. Yumurtaları ayrı sepetlere koymak lazım. Aslında küçük düşmeler bize tecrübe kazandırıyor ben şahsen İstanbul içinde 3 kere düştüm birinde arkamda artçı varken ayağım çukura gelmiş bir türlü zemine ulaşamadım durduğum yerde düştüm, arkamda oturan da tecrübeli olmasına rağmen biraz kilolu idi hasarsız atlattık. 2. düşmem tren raylarında ıslak zeminde ön tekerin raylarda kaymasıyla oldu, 3 ise tamamen durduğum yerde annesinin kolundan tutan çocuk beni fark etti ve kenara kaçtı, sonradan beni fark eden annesi ise tam aksi istikamete çekince hareket halindeki motoru durdurmamla düşmem bir oldu. Düşeceğiz arkadaşlar ne yapalım Allah başka keder vermesin sadece kendi zihnimizde alışkanlık haline getirmemiz gereken bir konu var eğer düşersek en az nasıl hasar görürüz. Un çuvalı gibi kendimizi yola toprağa atmak yerine kendi vucut ağırlığımızı ve düşmek oluşan yükü dağıtmaktır. Nasıl?. Düşe kalka tabii düşme anındaki yükü 2 ye hatta 3 bölerek. Yahu Allah aşkına tam düşerken bunlar mı aklımıza gelecek demeyin. Yıl 1969 gazetenin bir köşesinde bir haber '' Motokrosçu baba 8 yaşındaki oğluna motor kullanırken nasıl düşmesi gerektiği'' hakkında bilgi vermek için oğlunu sürekli motordan ( bilerek ) düşmesini hatta atlamasını istiyor ve bu eğitimi veriyor. Bu düşmeler neticesinde en az darbe alma imkanı ise onun sırtını yere vererek düşmek olduğunu tespit ediyor. Moto GP yarışlarında dikkat edin düşme anında yarışçıların çoğu sırtı üzerinde fırıldak gibi dönüyor. O zaman eğer yeterli koruyucu donanıma sahipsek atın kendinizi kardeşim ne korkuyorsunuz, bir daha, bir daha, ola ki hiç istemediğimiz bir anda böyle bir durumla karşılaşırsak Allah göstermesin; tecrübe hanemize yazdıklarımızı birer birer çıkarırız cebimizden.
Kazasız belasız sürüşler dilerim hepinize.( Hey sıradaki atla kardeşim atla ) |
|
Başa dön |
|
|
YYUCE Tecrübeli Üye
Kayıt: Jun 17, 2009 Mesajlar: 320 Nerden: İSTANBUL / Sultanahmet
OFFLINE
|
Tarih: Çrş Tem 01, 2009 3:53 pm Mesaj konusu: |
|
|
Bakalım çift mesaj düzeldi mi ? tamam oldu bu iş |
|
Başa dön |
|
|
YYUCE Tecrübeli Üye
Kayıt: Jun 17, 2009 Mesajlar: 320 Nerden: İSTANBUL / Sultanahmet
OFFLINE
|
Tarih: Çrş Tem 01, 2009 4:19 pm Mesaj konusu: |
|
|
Artçı kelimesi için cumoninin serzenişlerine aynen katılıyorum. Dinamik Türkçemiz motor kullanımının yaygınlaşmasıyla kendi jargonunu geliştirmiş bakıyorum, ben yıllardır motor kullanmama rağmen artçı kelimesini hiç kullanmadım. O yolcudur, motoru kullanan ise sürücü, yasal tanımı da bu. İsterse at arabası sürsün ama hakimiyeti elinde bulunduran sürücü, diğeri veya diğerleri yolcudur. Tanım yerli yerinde cuk oturmuş.
Hacıyatmaz'ın tespitleri de tam yerli yerinde doğru söze ne denir. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok, sadece okuyup bir şeyler çıkartmak bizlere çok şey kazandıracak. Oh çok şükür yarabbim adam gibi bir site bulduk hem içimizi döküyor, hem yeni bir şeyler öğreniyoruz.
'' ÖLÜLER VE APTALLAR FİKİR DEĞİŞTİREMEZ '' |
|
Başa dön |
|
|
okantezer Tecrübeli Üye
Kayıt: Jul 11, 2005 Mesajlar: 307
OFFLINE
|
Tarih: Prş Tem 02, 2009 7:55 am Mesaj konusu: |
|
|
Arkadaşlar herkes gibi sınırlı araştırmam ve elbette bilgime dayanarak aklıma takılan ve yanlış olduğunu düşündüğüm bir bilgiye değinmek isterim. Düşerken cenin pozisyonu almak. Kolay fizik kurallarından yola çıkarsak, havada süzülen nesnenin yüzeyi ne kadar dar ise hava direnci okadar azalır. Bu ne demek? Kaza sonrası havada uçan sürücü ne kadar küçülürse okadar "yavaş yavaşlar". Aynen paraşütün taştan yavaş inişine benziyor anlayacağınız. Bu kural yüksek düşüşler için geçerlidir elbette. Havada vakit geçirmeden yere doğru yönlenilen bir kazada ise aynı temel kural geçerlidir. Yere çarpan yüzey ne kadar küçük ve sayısal olarak az ise darbe okadar yıkıcı olacaktır. Dolayısı ile ilk darbeyi mümkün olduğunca çok yerimize paylaştırmalıyız. YYUCE arkadaşımın dediği gibi sırt üstü düşüşler sırtımızın geniş bir yüzey oluşturması dolayısı ile tercih edilmelidir. Yere cenin pozisyonunda düştüğünüzde muhtemelen ilk darbeyi tek ve dar bir noktadan alıyor oluruz ki bu da vücudumuzun daha sert bir zemin karşısısnda hasar almasına neden olur. Oysaki darbe alanı ne kadar büyürse darbe şiddeti okadar küçük parçalara bölünmüş, ve gücü parçalara ayrılmış olacaktır. _________________ Okan TEZER İstanbul/Moda 0Rh+
KTM 950 Adventure |
|
Başa dön |
|
|
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
|
|