Endurocu.Com

         
 

 

 
         
  |  Giriş  |  Hemen Üye Ol    

Endurocu

Endurocu

Endurocu

Endurocu

Endurocu


 
Site Girişi
Üye Adı:
Şifre:

Şifremi unuttum!
   Hemen Üye Ol

Members List Üyelik
Son Üye:Dakarist
Bugün:0
Dün:0
Toplam:8715

Sitede şu anda toplam 1932 aktif kullanıcı
ve ziyaretçi gezmektedir.
 


 
APRILIA BMW HONDA KAWASAKI KTM MOTOGUZZI SUZUKI YAMAHA
 

 
 

 
 

 
 
Yatış açısı
Alpaslan KUZUCAN
Alpaslan KUZUCAN

Tarih: 15 Aralık 2008 Pazartesi


İster 250 cc lik bir motor olsun isterse goldwing türü bir motosiklet olsun, yattığınız oranda lastiğin yol tutuşu azalır. Tüm motorlar aynı dönemeç hattında ve aynı hızda aynı miktarda yatar. Çünkü yatış açısı iki kuvvet tarafından belirlenmektedir. Bu iki kuvvetin dengelenmesiyle oluşan yatış açısı motorun ve sürücünün çekim merkezi üzerinde etkin olmaktadır. Kuvvetlerden biri yer çekiminin etkisiyle aşağı doğru dikey vaziyette olarak diğeri ise atıl kütle ivmesini etkisiyle yatay olarak sürüş yönüne doğru hareket eder. Bahsi geçen her iki kuvvetin kütle ile dengesinin ardışık olması kütle etkisini iptal ederek yatış açısı üzerinde hiçbir etki kalmamasını sağlar. Yatış açısı hıza veya dönüş keskinliğine bağlıdır. Merkeze çeken kuvvet hızın karesi ile artar ve ters orantılı olarak dönüşün çapı ile azalır. Bu ne demektir; dönüş hızınızı iki misline çıkarmak aynı hızla dönüş çapı iki misli keskin olan bir dönemeç için gerekenden daha fazla yatış açısı gerektirir.

Yatış açısıyla ne diye bu kadar ilgilenilir?

Çok yatarsanız lastikler yol tutuşunu bırakarak sizi yola yapıştırır. Bu aslında yatış açısıyla ilgili bir şey değildir. Yatış açısı aslında yanal güçlerin uygulanan miktarını gösteren bir barometredir.

Peki, ne kadar yanal güç çok fazla yanal güçtür?

Kaliteli cadde lastikleri 1.1g gücü kontrol edebilirler. Bunun üzerinde lastik yolu bırakır. 45 derecelik bir yatış daima 1g kuvvete eşittir. Yani 45 derece sizin artık yol tutuşunun sınırında olduğunuzun göstergesidir. Buradan sonra motorunuzun hızı, tipi, dönemecin türü yada sürücünün yeteneği fark etmeyecektir.

Tabi dönüşlerde motorunuzun hızı önemli bir etkendir. Dönüş güçleri hıza son derece bağlıdır. Bir ss kullanıyorsanız ve dizinizi yere değdirmeğe çalışıyorsanız şuna dikkat ediniz: Bu 45 derecelik yatışı siz o dönemeçte 110 km süratle elde ediyorsanız, bu sefer aynı dönemeçte 45 derecelik yatışı siz 116 km süratle elde etmeğe kalktığınızda düşeceksiniz demektir. Burada ki 116 km hız 1.1g demektir. Yine eğer bu yatışlar esnasında gidonu titretir ya da bir şekilde motosiklette kararsız salınışlara sebep olursanız yine düşersiniz. Kazanın tüm gereksinimi sizin bu tür hatalarla yol tutumunun bir %10 nunu daha israf etmenizdir. Bu yüzden pürüzsüz sürüş, sarsmadan sürüş veya yumuşak sürüş ustalığın zaruri göstergesidir. Yani motor kullananlar kumandaları henüz akıcı kullanamıyorlarsa bu onların bu yatış açıları için uygun olmadıklarının işaretidir ve bu tip aşırı yatışlarla dönüşlere kalkışmamalıdırlar.

Yatış açıları bir cruiser için 30 derece ve bir spor tipi motor için 40 derece ve yarış motoru için pistlerde 50 derece olarak kabul edilebilir. Ancak imalatçılar bu değerleri nasıl hesapladıklarını açıklamazlar. Burada her motorun bileşik çekim merkezi farklı yerlerdedir, lastik çapları farklıdır ve durağanın dinamik olana karşı yüklenmesi olan bu durum aslında gerçek değerlerin yukarıda belirtilen yatış açısı derecelerinden çok daha aşağıda olmasını da imkân dâhiline sokabilir.

Bedenin bükülmesiyle yatış açısının azaltıldığı düşünülür. Burada çekim merkezinin tam yerini bilmek ancak doğru bir tahminde bulanabilmeyi mümkün kılar. Çünkü motoru kaldırmak için bedeninizi çok dışa eğseniz dahi çekim merkeziniz yine etkin olarak 45 derecelik açıda kalacaktır ve yol tutuş limitinizde yine 1g güç sınırında olacaktır. Mesela yağmurda sürüş yaparken sürücü bedenini dönüş içine eğerek motoru daha dengede tuttuğunu sanır ama bu yanlıştır. Hâlbuki burada olan tek şeyin hızın düşmesidir. Motorun dikleşmesi ile etkin çekim merkezinizde aynı oranda yer değiştirmeyecektir. Hızın karesi ile olan ilişkiyi hatırlayalım. Yatış açıları aslında sadece yanal güçlerin bir göstergesi olması açısından önemlidirler.

Kötü yol yüzeyleri hariç şunu söyleyebiliriz ki dönüş hızımızın istenilen düzeyde olamamasının tek sebebi korkudur. Lastikler kayar diye korkarız. Bu anlaşılabilir bir şeydir çünkü motosikletin merkezkaç. Kuvveti kendini sürekli hissettirmektedir.

Bu korku yüzünden her sürücü kendine has bir rahat olduğu bir sınır geliştirmiştir. Sürücünün yatış açısı bu rahatlık sınırına yaklaşınca zihin ürker ve beden kasılır. Sürücü bir dönemece alıştığından daha hızlı girmişse sürücü bu sınıra hızla yaklaşıp ötesine geçebilir. Bu durumda sürücü genellikle panikler ve sağduyuyu kaybederek akıl dışı hareketler yapabilir.

Bu paniğin sonucu olarak, sürücüler genellikle frenleri sıkar çünkü frenler onları daha evvel birçok kereler kurtarmıştır. Ama burada yanlıştır. Tavsiye edilen dönüş hızından 2-3 misli sürüşler yapıldığında dönüşten önce motoru doğru hıza düşürecek yeterli zaman olmaz. Bu durumda sürücü bu dönemeci almayı başaramayacaktır.

Krizlerle başa çıkmanın yolu soğukkanlı kalmak ve aklı kullanmaktır. Bilinmelidir ki artık eğer frenlere asılınınsa kaza olacaktır çünkü bunun için çok geçtir. Bu yüzden sürücü korkusunu karantina altına alıp motoruna güvenmelidir. Frenlere asılma içgüdülerine karşı savaşılmalıdır. Bedenlerini bilinçli olarak gevşetmeğe çalışmalıdırlar. Dönüşün içine bakmamaları yönünde kendilerine sert direktifler vermelidirler. Sonuçta sürücü iç elciği ileriye itmenin gerektiğine, motosiklete iyice kapanmak gerektiğine, ileriye çıkışa doğru bakmak gerektiğine karar verdiğinde sorunlar çözülmeğe başlar ve süspansiyonlardaki sıkışmadan da hissedilen motoru dışa çeken güce karşı kıvırma yapılır. İnanmanız lazım önce. Motosiklet çoğu kez yolunu bularak sizi dönemeçten çıkaracaktır tıpkı ray üzerindeki boşta hiçbir kayma emaresi göstermeden giden bir vagon gibi. Sürücü yeterli yol tutuşu kalmamış gibi görünen lastiklerin yanak uçlarında bu dönüşten çıktığında adrenalin onu kahkahaya boğmadan hemen önce inançsızlığın yüzünü açıkça görebilir.

Bu tecrübeyi yaşadığınızda artık sizdeki zihinsel sınır kırılmış ve çıta yükselmiştir. Bundan hoşlanırsınız. Motosikletin sınırlarını tam kavramış olmayabilirsiniz ama artık iki dakika önceki rahatlık sınırınız geride kalmıştır.


  
Alpaslan KUZUCAN
alfamotosiklet@hotmail.com




Bu köşe yazısı 2481 defa okundu. Toplam 799 kelime

 
 
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa Pdf Formatı Pdf Formatı Arkadaşına Gönder Arkadaşına Gönder
 
 


[ Geri Dön: Alpaslan KUZUCAN ] - [ Yazarlar İndeksi ]

 
 
Fotoğraf Galerisi


 
Faramarz AZAR
Kış mevsimi ve bizim motosikletler

Reşat ARBAŞ
Kırmızı ışıkta duruş

Ali Nasuh MAHRUKİ
Doğuya yolculuk

Gökhan ÇERVATOĞLU
Lütfen!.. Avrupalı gibi tesadüfen ya da ecelimizle ölelim!

Gökşin Yaşar KIVANÇ
Tekerleğin icadı ve motosiklet teknolojisindeki süreç

Dr. Şinasi GÖNENÇ
Motosiklet ve motosiklet kültürü üzerine düşünce gezintileri

Şebnem AYDİNÇ
4 Tekerlilere hitabe...!

Ahmet GÜNGÖR
Bir tutkudur Enduro

Alpaslan KUZUCAN
Motosiklet felsefesi...

[ Tüm Köşe Yazıları ]
 

Bilgi & Servisler

Foto Galeri



Etiketler

endurocu motosiklet enduro redbull

ikiteker haberler yarışlar geziler

motokros macera kamp festivaller

forumlar xfighters dragyarışları

motogp seatosky supermoto dakar

Twitter

Web sitemizde yayınlanan en son güncel haberler, makale ve duyurulardan anında haberdar olmak için tarayıcınızda anlık bildirimleri etkinleştirebilirsiniz. Bu ücretsiz bir servistir...

Bildirimleri Etkinleştirin

Copyright © 2004, Tüm Hakları Saklıdır

endurocu   endurocu   endurocu   endurocu   endurocu

Ana Sayfa   Üyeler   Yazarlar