Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp

Önümüz kış ve yağmurlu havalarda motosiklet kullanmak zorunda olan arkadaşlara bir iki tavsiye de benden. Burada sürüş tekniklerinden bahsetmek istemiyorum. O da ayrı bir konu tabii. Motorunuzun kışlık bakımınızı yaptırdınız mı? Bu çok önemlidir. Soğuklar başladığı zaman olası problemlere prim vermemek için mutlaka güvendiğiniz bir servise veya elinizden geliyorsa kendiniz bakımını mutlaka yapmalısınız. Çünkü yolda önlemi alınmamış herhangi tatsız bir sürprizle karşılaşabilirsiniz. Bunlardan birkaçı şunlardır;

Motorunuz su soğutmalıysa radyatörünüze antifiriz koymayı ihmal etmeyiniz. Akü kutup başlarını temiz tutunuz ve oksitlenmelere karşı gres yağı sürünüz. Olası korozyanmalara karşı elektrik aksamınızı gözden geçiriniz ve fiş,kablo ve switch bağlantılarınıza koruyucu sprey sıkınız. Lastikler çok önemlidir. Bayat ve eski lastiklerle asla yola çıkmayınız. Yağmurlu ve karlı havalarda lastikler hayati önem taşır. Sabun gibi kaymak istemiyorsanız lastiklerinizi mutlaka yenilemelisiniz. Kış aylarında kullandığınız ekipmanlar çok önemlidir. Hele uzun yola gidiyorsanız başta yağmurluk ve çizmeler kaliteli olmak zorundadır. Eldivenler su geçirmeyen ve nefes alabilen gore-tex kumaştan olmalıdır. Üç dört saat aşırı yağmur altında gittiğiniz zaman ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. Islanan ellerinize birde soğuk eklendiğinde parmaklarınız uyuşur ve hassasiyetini yitirir. İşte asıl tehlike ondan sonra başlar. Aman dikkat!!

Kaliteli bir gore-tex mont ve pantolonun bile aşırı yağmura dayanma süresi vardır. Siz katalog verilerine aldanmayın sakın. Bir süre sonra hiç su geçirmeyen montunuz ve pantolonunuz iflas etmeye başlar ve iliklerinize kadar ıslanırsınız. Ondan sonrası ise malum... Yolculuğunuz bir kabusa dönüşüverir.

Bir yandan ıslanan vücudunuz bir yandan aşırı soğuk ve rüzgar sizi hasta edebilir. O yüzden mutlaka yanınıza alt-üst kaliteli ve su geçirmeyen bir tulum almalısınız. Kalitesiz olanlar yağan en ufak bir yağmurda içine su geçirir ve bu tip mamulleri giymenin bir anlamı yoktur. Tulumu satın alırken mutlaka bedeninizden az büyük olmalı ki giydiğiniz mont ve pantolonunuzun üzerine sıkmadan ve rahatça otursun. Ayrıca mont ve tulumla rahat hareket edebilmeniz çok önemlidir. Hareket kabiliyetinizi engelliyorsa asla satın almayın ve giymeyin. Satın alacağınız tulumda az cep olması tercihiniz olmalıdır. Hatta cepsiz olmasına özen gösteriniz. Ne kadar az cep o kadar az dikiş... Dolayısı ile su geçirmezlik...

Birçok motosiklet kullanıcısı tuluma fazla önem vermez. Kalitesiz bir monta 200 – 300 € para verir ancak kaliteli bir tuluma 100 – 150 € vermez. Siz sağnak yağmurlu havada hiç uzun yola gittinizmi? Gidenler ne demek istediğimi çok iyi anlar. Çay ve sigara molası için bahaneler uydurulup, sığınılan benzin istasyonları faydasızdır. Sizin derdinize deva olmaz, aksine kendi kendinizi avutmuş olursunuz. “Az daha beklesem belki yağmur azalır..” şeklindeki hayalleriniz sağnak yağmura yenik düşer. Ha bu arada sık mola vermeyin demiyoruz tabii, mola sebebiniz yağmur olmamalı. Verilen molalarda üstünüz lime lime olmuştur. Sandalyeye oturduğunuzda kendinizi su dolu küvete oturmuş gibi hissedersiniz. Hele birde ayağınızda kaliteli çizmeleriniz yoksa işte o zaman durum felaketdir.

Botunuzun içi artık cıp cıp su dolmuştur, hemde çamurlu su. Yolda yürürken sağından solundan su fışkırır. Tam bir rezalet anlayacağınız... Çoraplarınız per perişan olmuştur ve birde rüzgarı düşünün. Bota işleyen soğuk direk ayaklarınıza ve parmak uçlarınıza işler. Dolayısı ile vücudunuzun ayak bölgesi hareket kabiliyetini yitirir. Yani facia!! Çünkü size gerekli olan vites ve arka freninizden ayaklarınız sorumludur. Asla hafife almayın. Eğer durum ciddiyetini koruyorsa yolunuz üzerindeki ilk benzin istasyonuna giriyorsunuz ve marketden bildiğimiz büyük poşetlerden alıyorsunuz. Botunuzu ve ıslanmış çoraplarınızı derhal çıkarıp poşetleri ayaklarınıza geçirip fazla sıkmayacak şekilde bir ip veya paket lastikleri ile bileklerinizden bağlıyorsunuz. Daha sonra da ıslak botları tekrar giyiyorsunuz. Bu en son çaredir ama işe yarar emin olun. En azından ayaklarınızın suyla olan temasını ve üşümesini uzun bir süre engellemiş olursunuz. Doğru olan; kaliteli ekipman ve kıyafetler kullanmaktır. Bu bot olabilir, mont olabilir, tulum olabilir veya çizmeleriniz olabilir...

Amerikayı yeniden keşfetmenin alemi yoktur!! Yolda ıslandıktan sonra “Keşke şu tulumu satın alsaydım.. Ah beyinsiz kafam..” demenin de faydası yoktur!! Önünüzde iki seçenek vardır; Ya yola çıkmayacaksınız yada paraya kıyacaksınız.

Sağlıklı ve keyifli sürüşler diliyorum.

Yolunuz ve farınız açık olsun, sevgilerimle...

Yazar: Gökşin Yaşar KIVANÇ
Tarih: 2004-10-04