Motosiklet Sevdalısı Dostlarımız; Sokak Kedileri
Tarih: 08.03.2006 Saat: 19:03
Konu: Haberler


Kediler, köpeklerin aksine motorları çok sever. Evde kokoş yetişmiş, sokak yüzü görmemiş asilzadelerden bahsetmiyorum elbet. Mevzu bahis sokak kedileri. Biz kendilerine kısaca "Soked" diyoruz. Evet Soked’ler motosiklet manyağı yaratıklardır. En az sizin-benim kadar motor düşkünüdürler. "Neden?" diye soran varsa aranızda muhtemelen pek yakından kedi tanımıyordur...

Hayatının neredeyse tamamını kedi, köpek ve bilumum canlı ile geçirmiş ve bunla da yetinmeyip üstlerinde gözlem yolu ile çeşitli araştırmalar yapmış biri olarak çok açık söyleyebilirim ki; kediler bir şeyi seviyorlarsa bunun tek bir sebebi vardır: Menfaat. Evet evet! Mesela sizi seviyorsa mutlak bir menfaati vardır. Bunu onları kötülemek için söylemiyorum. Öyle yaratılmış namussuz keratalar. Beni menfaati için sevmesine izin vermekle kalmayıp, bir de üstüne üstlük bunu bile bile sevdiğim tek canlıdır kediler. Çünkü yumoşturlar, gıdılarını okşadığınızda çok güzel ’gur gurr gurrrrr’ gurlarlar, gözleri hep ’ben bu dünyaya ait değilim’ ifadesi ile bakar, sakardırlar, insanı çok güldüren salaklıkları vardır, insanın elektriğini alırlar vs. vs.

MOTOSİKLET FANTAZİSİ

Ne diyordum? Heh. Bu yaratıkların sokakta yaşayan versiyonları motosikletlerin hastasıdırlar. Çünkü bir Soked için motosiklet demek, yuva demektir. Brandanın altında tüm dünya zorluklarından, kardan, yağmurdan, rüzgardan korunup mışıl mışıl uyumak demektir. Bu durumda bizler motor sahipleri olarak kedileri kiracı gibi düşünebiliriz. İşin tuhaf yanı bu kiralama olayında karar, ev sahibine hiç sorulmadan bizzat kiracı kedimiz tarafından verilir.

Kedi motoru görür, beğenir ve kurulur. Bu durumda kiracı seçme şansımız yok. Bu arada birazdan bu davetsiz kiracıları evden çıkarma yöntemlerini de anlatacağım ama baştan söyleyeyim; ’burası benim on numaralı mekanımdır.’ demiş ve motosikletinize kurulmuş bir soked’i evden atmak yani motordan uzaklaştırmak neredeyse hayal kadar zordur. Bu durumda şanslı iseniz, motorunuzu gerçekten uyumak için kullanan, uslu, efendi bir kiracıya düşersiniz. Gelin görün ki bu kerataların büyük bir çoğunluğu pek çapkındır ve brandanın altını ya garsoniyer olarak ya da eşi ile fantezi mekanı olarak kullanır. Öyle ki sabah kalkıp motorunuzun brandasını açtığınızda, karşınızda duran topak topak tüyler, seledeki tırnak izleri ve o müthiş koku, motosikletinizde en az bir çift Soked’in çılgın ve ateşli bir gece geçirdiğini anlatır. Yok eğer sadece seyrek tüy ve pati izleri varsa biraz daha şanslı sayılırsınız sizin motor şimdilik bir soked’in yuvası. Şimdilik diyorum çünkü hepsi bir dönem azıyor biliyorsunuz.

Motosikletimi ilk aldığım zamanlardı. Evimin hemen önünde zincirle bağlayıp üstüne de brandasını sıkı sıkı kapatıyordum. Bir süre sonra her sabah brandayı kaldırırken, brandanın önce şöyle kendi kendine bir havalandığını, sağa sola bir yükselip çizgi filmlerdeki gibi hareketlenip, motorun altından fırlayan bir şeyin arkasında toz bulutu bırakarak uzaklaştığına şahit olmaya başladım. Seledeki pati izlerinden anladığım oydu ki, motorum geceleri yalnız kalmamak için kendine bir arkadaş bulmuştu. Bu durum her sabah yüzümde gülümsemeye yol açıyordu. Gel gör ki zaman geçtikçe işler değişti. Artık her sabah brandayı kaldırmaya yeltendiğim anda etrafta en az 3-4 adet, arkasında toz bulutu çıkaran yaratık uzaklaşıyordu. Hem de korkunç sesler çıkartıp tıslayarak. Hani utanmasalar ’Ohooo her sabah her sabah! Ne rahatsız ediyon kardeşim’ diye küfür edecekler. Bu kadarla da kalmıyordu ki. Brandayı her kaldırdığımda durum daha da vahimleşiyordu. Akşam içerde alem yapan arkadaşlar kızların tüylerini yolup etrafa saçmakla kalmamış, bir de ’burası benim mekanım’ kavgasına tutuşup sidik yarışına girmeye başlamışlar. İçerde göz gözü daha doğrusu göz göstergeleri görmüyor. Çişle yapışmış tüyleri temizlemek hem miğde hem de üstün bir performans gerektiriyor.

AZMETTİM AMA BAŞARAMADIM

Yine de ’ya sabır’ çekip, her gece brandayı daha sıkı örtüp hatta iple bağlamak sureti ile girmelerini önlemeye çalıştım. Her seferinde ne yapıp ne edip giriyorlardı. Sinirden delirmek üzere olan bendeniz bir gün o kadar azmettim ki, gerçekten deli gömleği bağlar gibi bağladım motoru. Girebilecekleri her yere bilumum takviyeler koyduğum için teknik olarak girmelerine ihtimal yok! O kadar eminim ki giremeyeceklerine sormayın. Sabah elimi brandaya dokunduğum anda içinde bir o yana bir bu yana tıslayarak zıplayan yaratıklar, girmek için brandayı yırtıp açtıkları deliği bulana kadar, onları savaşı kaybetmiş ve düşmanını takdir eden savaşçı bakışları ile seyrettim. Başka yollar da denedim. Kedi uzaklaştırıcı spreyler var. Haftalarca kullandım bizim Soked’lere işlemedi. Ama bu spreylerden verim alan motorcu arkadaşlarım da oldu. Denenebilir. Bunun dışında kedilerin sevmediği kokuları kullandım bana mısın demediler.

SELEYİ SÜZGECE ÇEVİRİYORLAR

Bir sabah yine sevgili kiracılarımı rahatsız edip, motoruma aceleyle atladım ve yetişmem gereken yere vardım. Vardığım yerde geçirdiğim süre içinde tatlı bir yaz yağmuru yağdı ve sonra çıkan güneşle ben tekrar motoruma döndüğümde her yer bıraktığım gibi kupkuruydu. Meğer bir yer hariçmiş. Kaskımı takıp motora oturduğum anda altıma işemişim hissi ile altım sırılsıklam oldu. Motordan inip kupkuru gözüken seleye yakından baktığımda, bizim Soked’lerin üstün sanatsal çalışmalarına tanık oldum. Seleyi benek benek delmek sureti ile eleğe çevirmişler ve bu deliklerden tüm yağmuru emen seleye oturmamla hadise gerçekleşmiş

Ayşe Şule Bilgiç





Bu haberin geldiği yer: Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp
http://www.endurocu.com

Bu haber için adres:
http://www.endurocu.com/modules.php?name=News&file=article&sid=229