Verdiğimiz gaz haz olmuş
Sabah 11.00 , dün geceden beri motoruma beklediğim parça olan statöre ulaşamamış, yatırdığım motorumun gazına basamamış olmanın siniri ve üzüntüsü ile kendi kendime söylenirken sabahın ilk ışığında uyandığımda hay lanet olsun, daha ne kadar dayanabileceğim dediğimi duydum kendi kendime.

Hava o kadar güzel ve bir o kadar da güneşliydi ki ; " Tam da motora binilecek hava " dediğimiz binlerce anlardan biriydi. Sokaklar cıvıl cıvıl, herkesde telaşlı ve tatlı bir koşuşturma, kafelerde keyif yapan mı istersin yoksa hallolmamış işlerinin peşinden koşanları mı ?

Bense yürümeyi unutmuş, gazımın hazına kavuşamamış olmanın hüznüyle aldım elime gazeteyi, etrafımdan geçen ufak tefek, büyük küçük, ne varsa, geçen her türlü motora dönüp dönüp o hazın sesini duydukça bakıyor ve bir iç çekiyorum, off off diye.

Annem bile alışmış, noldu bugün kafan kasksız diye dalga geçiyor. Babam statör de ne, ben anlamam, git bilene sor diyor.

Şimdi birkez daha anladım verdiğimiz gazın aldığı hazın verdiği keyiften elimizde olmayan nedenlerden dolayı uzak kaldığımızda düştüğümüz boşluğa...! Kimimiz bununla baş edebilirken, kimimiz de bu kadar uzak kalmamıştır elinde olan fırsatlar sebebiyle..!

İçimde korku yok, parçam nasıl olsa gelecek ama tek korkum ya bir daha verdiğim gazın hazzını herhangi bir sağlık nedeniyle kaybedersem? Ya böyle büyük bir aşka karşılıksız kavuşmuşken istemeden kaybedersem ?

Bu aralar motoruma kavuşamamanın verdiği sinir ve üzüntü ile yazsam da bu yazımı, bugün şunu anladım ki ; ben gerçekten bu ikitekere inanılmaz tutkunmuşum. Motorumdan ayrı kaldığım bu dönem bana ona olan sevgimi daha da perçinleştirse de, sosyal olan çevremin içindeki boşluk daha da küçülmüş, küçüldükçe bir hiçe bürünmüş.

Evet ben aşığım, aşkımı haykırıyorum, evet ben onsuz yapamıyorum ama biliyorum ki ikimizin bütünlüğü ona da yansımış.

Saat 19.00, eve geldim, otoparka girip, hergün yaptığım gibi onu tekrar kontrol edip, selesini bir kere okşadım. Kedilerin pati izi yaptığı selesini sildim, toz olmuş aynalarını ellerimle temizledim. Buruktuk ama o yine beni yanlız bırakmamıştı, kapıda beni bekliyor sabırsızdı. Gazına bir kere dokundum ses vermedi ama içinden konuştu biliyorum. Özledim seni dedim, az kaldı, ha sabır dedim. Verdiğim gaz haz olmuşken onu asla bırakmam, ne seni bensiz, ne de beni sensiz bırakırım dedim.

Bu sevdaya tutulduğum için allahıma bir kez daha teşekkür ettim. Özeliz dedim, özel olmayı bilemeyenler, özel zannedip de hala özelsiz yaşayanlardan olmadığıma da bir kere daha şükür ettim.

Verdiğiniz gazın bir ve her daim haz olması dileğimle,

Tekerleriniz haz ve gaz ile dolsun..!
Yazar: Şebnem AYDİNÇ
Tarih: 2008-10-28


Bu Köşe Yazısının yer aldığı yer: Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp
http://www.endurocu.com

Bu Köşe Yazısı için adres:
http://www.endurocu.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&artid=39