Motosiklet ve özgürlük


Şimdi nereden çıktı bu? Yada ne alakası var diyebilirsiniz! Yooo... Ben içimden gelenleri aynen yazmak istiyorum. Kim ne düşünürse düşünsün. Motosiklet denilince özgürlük, özgürlük denilince de motosiklet geliyor aklıma. Bu kişiden kişiye göre değişebilir belki ama bana göre öyle. Günlük sıkıntılardan ve stresten kurtulmanın yegane yolu motosiklete binmektir. Doğayı ve insanı sevmeyen motosikleti de sevemez. Engellenemez bir kuvvet sizi ona doğru çeker ve kolları arasına alır, tıpkı bir anne'nin şefkati gibi. Eğer idare edemezseniz sizi sırtından atar, tıpkı yabani bir at gibi. Bence motosikletinizi sevmeniz lazım. Hatta ona aşık olmanız lazım. Bazıları itiraf etmeye çekinse de bu zaten böyledir. Buda nereden çıktı yaw demeyin; Başkalarıyla paylaşmak istememeniz bunun belirtilerindendir. Ona sadece siz binebilir ve sadece siz yıkayabilirsiniz. Zaten evli insanların motosiklete sahip olduktan sonraki kavgaları da bu paylaşılamayan davetsiz kara kediden kaynaklanır. Kadın veya erkek hiç farketmez... "Ya ben - yada motor" diye feryat eden evli kadınları tanıyorum. Kıçınız seleye bir kere değmiştir ve artık kurtuluşunuz yoktur.

Kimi zaman da hayranlık duyarız ona. Şehir içi trafiğinde gideceğiniz yere sizi daha hızlı götürür. Gittiğiniz yerde ise park problemi ile boğuşmak yerine işlerinizi çabucak hallediverirsiniz. Bu sebepdendir ki otopark görevlileri motosikletleri hiç sevmezler. Çünkü onlara ihtiyacınız yoktur, yer bulamadığınız zamanlarda bile sizin için kaldırımların bir köşesinde mutlaka küçük bir yer rezervasyon yapılmıştır. Bütün caddeler ve kaldırımlar bizimdir esasen! Bıraktığımız yerde uslu ve gururlu bir şekilde yayalara aldırmadan bizim dönmemizi bekler. Amansız hırsızlar rahat bıraktığı sürece tabii...

Motosiklet Her Derde Devadır...

Benzinliğe daha seyrek uğrayarak cebinizdeki tasarrufa da katkıda bulunabilirsiniz. Bu sebepdendir ki benzincilerle de pek yıldızımız barışmaz. Ne onlar bizi sever nede biz onları ama yinede birbirimize muhtacızdır. Bir nev'i "Al Takke Ver Külah" oyunu oynarız.

Motosiklet yapı itibari ile doğuştan çevrecidir. Havayı ve yaşadığımız dünyayı egsoz gazlarıyla otomobiller kadar kirletmezler. Motosikletlerin faydaları yazmakla bitmez. Otoyollarımızı 4 veya daha fazla teker yerine sadece 2 tekerlek ile sürtünmeyi hafifleterek devlet bütçesine ve amortismana inanılmaz katkıda bulunurlar. Buna rağmen gelin görün ki, motosikletlere acımasızca vergiler ödetilerek adeta trafiğe çıkmamaları için cezalandırılırlar. Yaz mevsimi gelince içimizde tarifi mümkün olmayan bir kıpırdanma başlar. Bazıları buna kaşıntı der ama yan etkisi olmayan bir kaşıntıdır bu... Motorcu güneşli ve bulutsuz havaları çok sever. Hemen kendine sudan bir bahane yaratır ve motorunun üzerinde özgürlüğün tadını çıkarır. Etraf sıcaktan yansa da sizin doğal klimanız her daim çalışır. İçimizden bazıları (buna bende dahilim) gün içinde rüzgarı damarlarında hissetmeyince gece rahat uyuyamaz. Mesela çok denemişimdir; ufak bir soğuk algınlığında hemen grip olurum ama gripli vaziyetde motorla gezdiğim zaman ne gripal enfeksiyon, nede baş ağrısı kalıyor. Anti-şok etkisimi yaratıyor nedir?

Haaa az kalsın unutuyordum; Motosikletiniz ile gezerken vücudunuzda mutluluk hormonları salgılanır ve bu sizin daha pozitif düşünmenizi sağlar. Gezi dönüşü üzerinizde tatlı bir yorgunluk olur ama bu sizin daha üretken ve daha dinamik çalışmanızı sağlar. Bir nev'i doping gibi birşey yani. Fazla kilolu iseniz yemekten sonra motor ile 1-2 saatlik gezi kilo vermenizi sağlayabilir. Titreşim + vibrasyon ve sürekli hareket bir anlamda yediğiniz besinleri hazmetmenize yardımcı olur. Kalori ve enerji harcamanızı sağlar. Tabii motor ile gezerken gerekli kıyafet ve ekipmanları kullanmazsanız sağlığınızı ve canınızı da tehlikeye atmış olursunuz. Uzun gezilere çıktığınızda poponuzun ağrıması bile sizi bu güzel hobiden koparamaz inanın. Hem seyahat halindeyken otomobil ile kaçırdığınız tüm ayrıntıları motosiklet ile daha detaylı görebilirsiniz. Motosiklet'in ayrıcalıkları bu kadar değil tabii. Saymakla ve anlatmakla bitmez. En iyisi bunları bir çırpıda değil de zamana yaymak lazım diye düşünüyorum. Daha yazacak ne mi kaldı diye sorarsanız "Teessüf ederim" olmazmı efendim. Henüz yeni başladık.

Motosiklet Çevrenizi Genişletir - Ufkunuzu Açar...

Mesela bir ilde oturuyorsunuz ve herkesin arabası var. Kim kimi ne kadar tanıyor sorusuna verecek cevabınız olabilir mi? Yada çemberi biraz daha daraltalım; Aynı kentin havasını soluyan Porche sahipleri ne kadar bir araya gelebiliyor? Motosikletde ise durum çok farklıdır. Motorcular dil, din ve ırk gözetmeksizin birbirlerini tanısın veya tanımasın yolda selamlaşırlar. Sorunları hep aynıdır ve fırsat bulduklarında aynı çatı altında toplanırlar. Klüp ve organizasyonlara daha fazla vakit ayırır ve geziler düzenlerler. Sözleşip aynı cafe'de buluşmak üzere randevu verenler sadece motorculardır. Bundan ayrı olarak; Ortak tutkuları sadece motosiklet olan, birbirinden farklı bir çok insan bir araya gelir ve sohbet ederler. Sınıf, Etiket ve Kariyer gözekmeksizin...

Bu da insanların tanışmasını ve kaynaşmasını sağlar. Yardımlaşma ve dayanışmayı artıran pozitif bir etkendir. Bir anda ve çok hızlı bir şekilde farklı meslek guruplarından bir çok dosta ve arkadaşa sahip olabilirsiniz. Bu biraz da sizin girişimlerinize bağlı tabii. Sadece bunlar bile motosikleti tercih etmenize yetecek sebepler olabilir. Daha fazlasını merak ediyorsanız yaşamalı ve görmelisiniz mutlaka.

Sevgilerimle...


Yazar: Gökşin Yaşar KIVANÇ
Tarih: 2004-09-15


Bu Köşe Yazısının yer aldığı yer: Endurocu - Motosiklet ve Enduro Haberleri, Gezi, Kamp
http://www.endurocu.com

Bu Köşe Yazısı için adres:
http://www.endurocu.com/modules.php?name=Kose_Yazilari&op=viewarticle&artid=1