Endurocu.Com

         
 

 

 
         
  |  Giriş  |  Hemen Üye Ol    

 
  www.endurocu.com :: Başlığı Görüntüle - balkan turu

 Sıkça Sorulan SorularSıkça Sorulan Sorular   AramaArama   Motosiklet GruplarıMotosiklet Grupları   HesabınızHesabınız   Özel Mesajlar (PM)Özel Mesajlar (PM)   GirişGiriş 

balkan turu
Sayfa 1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    www.endurocu.com Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantılar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
hasan17
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye


Kayıt: Jan 01, 2007
Mesajlar: 289
Nerden: çanakkale biga
OFFLINE

MesajTarih: Pts Arl 12, 2011 9:53 pm    Mesaj konusu: balkan turu Alıntıyla Cevap Ver

Tevfik'in Anısına;


Arkadaşlar Merhaba,


28 Haziran 2011'de başlayıp, 12 günde tamamladığımız Balkan turunu sizlerle paylaşmak istedim. Gezimizde yaklaşık 4.000 km yol yaptık. Gün gün yapılan km değerleri ve konaklama yaptığımız noktalar aşağıdadır;








Turumuzda 6 ülke sınırlarından geçtik;






Turun kararı aslında bir yıl önceki Kızıldeniz turunda alınmıştı ( Turun raporu için http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=15257 ) Mart 2011’den itibaren de turu planlamaya çalışıyorduk. En zor nokta, 3 kişinin de izinlerini ve iş planlarını kesiştirebilmesiydi. Alternatif tarihler belirlendi. Bu tarihlerde Hasan Abi ile ikimiz mutabık kaldık ama Levent maalesef izin işini ayarlayamıyordu Sad . Bu işten hoşnut olmasak ta, tur planını Hasan Abi yapmaya başladık. Sonraki günlerde İstanbul’dan tura katılmak isteyen Tuncay arkadaşımız ekibe dahil oldu. Ekip yine 3 kişi olmuştu.


Aramızda yeşil pasaportlu olmadığı için çıkış ülkesi olarak Bulgaristan’ı seçtik. Transit vize alarak geçişimizi kolayca halledecektik. Ayrıca babamın 5 yaşındayken geldiği ata topraklarını görme şansına sahip olacaktım. Hiç görmediğim akrabalarımı bulma şansım vardı.


Normalde 1 haftada çıkması gereken vize için, pasaportlarımızı gezi için planladığımız tarihten 20 gün önce ilgili firmaya gönderdik. Bu arada Levent’ten de sürpriz haber geldi. İznini ayarlamıştı. Tura beraber çıkacaktık. Very Happy Fakat tur tarihi yaklaştıkça, vize için verilen kesin tarihler, hep 2-3 gün ötelendi. Gezinin en büyük problemini, basit dediğimiz vizede yaşadık.


Planımıza göre 24 Haziran Cuma, yola çıkış günümüzdü. Her gün vize için firmayla görüşüyoruz, her defasında da “Merak etmeyin, Cuma gününe kadar vizeler kesin elinizde olacak” diyorlardı. 23 Haziran Perşembe akşamı motorlarımızı yükledik. Ertesi gün pasaportlarımız hazırlanıp, sabahtan otobüse verilecek, biz de öğleden sonra yola çıkacaktık. Levent ise Denizli’den yola çıkacaktı. Kendisinde yeşil pasaport olduğu için Yunanistan’dan girmeye karar verdi. Makedonya’da buluşacaktık. 24 Haziran sabahı Levent Kuşadası’ndan feribotla Yunanistan’a geçti. Bizde sabırsızlıkla vize firmasından gelecek telefonu bekliyorduk. Fakat sonuç yine hüsran oldu Sad . Bulgaristan’ın uygulamaya aldığı yeni çalışma sebebiyle vizeler gecikiyordu. Bizim gibi bekleyen yüzlerce insan olduğunu öğrensek te sonuçta bizim iznimiz eriyordu… Evil or Very Mad Cumartesi, Pazar ve Pazartesi stres tavanda geçti. Levent Makedonya’ya çoktan ulaşmıştı. Sonunda Salı günü müjdeli haber geldi. Vizeler tamamdı. Pasaportlarımız öğleden sonra elimize ulaşacaktı.


* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *


1.GÜN ( 28 Haziran 2011 Salı )


Son hazırlıklarımı yapıp eşimle vedalaştım;





Bugün yapılan yol toplam 276 km;





Çan-Biga arasında çok sevdiğim yoldan Biga’ya ulaşıyorum. Hasan Abi Biga terminalinde Bursa’da gelecek otobüsü, tabi ki pasaportlarımızı bekliyor. İki yoldaş buluşuyoruz;





Ve geziyi anısına adadığım Tevfik kardeşimiz de bizi yolcu etmek için orada. Bir önceki yıl Kızıldeniz’e giderken bizi yolcu etmek için üşenmemiş, sabah 05:00’te kalkıp bizi yolcu etmişti. Yine yanımızdaydı. Ve kendi sözleriyle “Bir önceki yılın fotoğrafını tekrar çekelim” demişti. Ve Tevfik’le son fotoğrafımız;






Beklenen otobüs geliyor. İstanbul’da bizden haber bekleyen Tuncay arkadaşımıza da bilgi veriyoruz. Kendisiyle akşam Edirne’de buluşacağız. Biz yola çıkamadan çok şiddetli bir yağmur başlıyor. Terminalde 10 dakika kadar mahsur kalıyoruz. Bu arada müjdeli haberi Balkanlarda bizi 5 gündür bekleyen Levent’e bildirmek istiyoruz. Bir önceki akşam izin süresinin kısaldığını, bizden ümidi kestiğini ve belki bugün için Türkiye’ye dönebileceğini söylemişti. Biraz korkarak telefon açıyoruz. Maalesef Levent’ten kötü haberi alıyoruz Sad . Pasaportların elimize geçtiği dakikalarda o Türkiye’ye giriş yapmış. Tekrar 3 kişi kaldık. Confused


Yağmur durunca Tevfik’le vedalaşıp yola çıkıyoruz. Daha 5 km bile gidemeden Balkanlardan gelen Wink yağmur yüzünden ufak bir mola daha veriyoruz;





Terslikler devam ediyor… İnşallah sonu güzel olur diyoruz. 10 Dakika sonra yine yoldayız. Gelibolu’ya geçmek için önce Çardak feribotlarında şansımızı deneyelim diyoruz. Ve işte şansımızın ilk defa bize güldüğü yer burası oldu. Biz feribota bindik. Daha kaskları bile çıkarmadan feribot hareket etti.





Trakya’da bulutlar dağılıyor. Artık yağmur yok. Benzin aldığımız bir istasyonda motorlarımızın üzerindeki yağmur kirlerini yıkıyoruz. Ne de olsa ülke dışına çıkacaklar. Temiz olmaları lazım Cool ;






Uzunköprü’de foto ve telefon görüşmeleri için ufak bir mola veriyoruz;






* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *



Edirne’de buluşacağımız hem şehrim Beytullah Hocam, bizi bekliyor. Kendisine kısa bir yolumuz kaldığını söylüyoruz. İstanbul’dan yola çıkan Tuncay’ın nerede olduğunu sormak için onu arıyorum. Zaten o da birkaç kez beni aramış, cevapsız aramaları görüyorum. Fakat tam bir şok haber alıyorum. Yoldan İstanbul’a geri dönmüş. Shocked Sad İşleri ile ilgili acil bir durum çıkmış. Kaldık yine 2 kişi… Confused


Hava karardığında Edirne’ye ulaşıyoruz. Beytullah hocam bizi karşılıyor. İlk iş olarak kendime yağmurluk bulmaya çalışıyorum. Neden mi; yağmurluğumu Tuncay İstanbul’dan alıp getirecekti. Tabi o saatte yağmurluk bulamıyoruz. Sad


Yönümüzü Öğretmenevine çeviriyoruz. İlginçtir ama turun en pahalı konaklamasını burada yapıyoruz; kişi başı 37 TL. Devamında Beytullah Hocam bizi ciğer yemeğe götürüyor. İşte Edirne’nin meşhur ciğeri;











Bu ziyafet ve misafirperverliğin için çok teşekkürler Beytullah hocam;






Yemek yerken Tevfik’ten bir telefon alıyoruz. Geçen yıl gittiği Bosna Hersek gezisinde tanıştığı bir arkadaşına ve babasına, Saraybosna’ya selam götürmemizi istiyor. Bakırcılar Çarşısında bahsettiği kişiyi bulabilmek ümidiyle isimleri not alıyoruz.


Yemek yediğimiz yer Selimiye Cami’ine çok yakın. Yemek üstü camiye doğru ilerliyoruz.





Miraç gecesi olduğu için cami çok kalabalıktı. Mevlüt programı bitince içeriye girme şansı bulabildik;














Cami gerçekten büyüleyici. Mimar Sinan’ın muhteşem eseri;















* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *



Beytullah Hocamın rehberliğinde kısa da olsa bir Edirne turu yapıyoruz. Selimiye Camiinden aşağıya doğru ilerlerken ilk olarak Eski Cami’yi görüyoruz. Bu cami, Edirne’de, Osmanlı’lardan günümüze ulaşan en eski anıtsal yapıymış ;





Diğer tarafta ise 3 şerefeli cami var. Cami’nin dört minaresi mevcut ve dördü de birbirinden farklı özellikler sahip. En meşhuru ve camiye adını veren ise 3 şerefeli olan;











Caminin hemen karşısında ise Mimar Sinan’ın eseri olan Sokullu Hamamı;





Daha sonra Edirne’nin günümüzdeki yüzünü görüyoruz;





Gece yaptığımız bu kısa tur ile Edirne’nin tadı damağımızda kalıyor. En kısa zamanda en az 2 günlük bir gezi için Edirne’ye gelinecek. Beytullah Hocam’a teşekkür edip otelimize dönüyoruz.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
Sponsor Linkler







Tarih:     Mesaj konusu:

Başa dön
hasan17
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye


Kayıt: Jan 01, 2007
Mesajlar: 289
Nerden: çanakkale biga
OFFLINE

MesajTarih: Sal Arl 13, 2011 10:58 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

2.GÜN ( 29 Haziran 2011 Çarşamba )


Bugünkü hedefimiz Bulgaristan’ı transit geçip Üsküp’e ulaşmak. Gün içerisinde yaptığımız yol toplam 531 km;





Sabah erkenden kalkıp Kapıkule’ye doğru yol alıyoruz. Kısa bir süre sonra sınır kapısına ulaşıyoruz. Turun gerçek anlamda başlamasına dakikalar kaldı. Motosikletlerimizi park edip Green Card ( sigorta ) işlemleri için Touring binasını arıyoruz. ( Ek bilgi; Free Shop’ların olduğu yerde ).





Hasan Abi işini 5 dakikada hallediyor. Sıra bana geldiğinde ise yeni bir aksilik ile karşılaşıyorum; motosikletim kayıtlarda “İş Makinası” olarak gözüküyor. Sad Question Nasıl yani derken görevli 2-3 kez daha giriş yapmaya çalışıyor ama sonuç hep aynı. Sigortacımı arayıp, Tramer kayıtlarının düzeltilmesi gerektiğini söylememi istiyor. Sigortacım ile yoğun bir telefon trafiği başlıyor. Kayıtlar onlarda normal gözüküyor ama touring ekranlarında sonuç düzelmiyor. Çıldırmak üzereyim. Yaklaşık 1 saat burada uğraştıktan sonra touring görevlisi, sigorta işini gümrükte bulunan diğer firmadan denememi istiyor. Tarifi üzerine 300-400 metre geri dönüp bahsedilen yeri buluyorum. Çok şükür bu firmanın kayıtlarına göre plakam motosiklet olarak görünüyor. Tabi bu işlemler bize yaklaşık 2 saat zaman kaybına sebep oluyor. Sizlere tavsiyem, Green Card işlemini sınıra gelmeden bir sigortacıda halletmeniz. Bunun yaşanan son aksilik olmasını dileyerek evraklarımızı tamamlayıp çıkış kapısına geliyoruz. İnşallah artık tur başlayacak;





Evet, pasaportlarımıza çıkış mühürleri vuruluyor ve artık Bulgaristan kapısına doğru ilerliyoruz. Bulgarlar hoş geldin şakası yapar gibi steril havuzdan geçerken fotoselli fıskiyeler çalıştırıp bizleri ilaçlıyor. Allah’tan kasklarımız var… Shocked İlaçlı su gözlerimize de gelebilirdi. Bulgaristan kapısından da kolayca geçiş yapıyoruz. Sanki günlerdir vize için bizleri uğraştıranlar onlar değilmiş gibi. Bu arada Bulgar sınır kapısında birçok dilde yazan bir uyarı dikkatimi çekti. Uyarıda; Bulgaristan polislerinin sadece beyaz Opel Astra kullandıklarına, bunların dışındaki araçlara riayet edilmemesi gibi bir yazı vardı. Önceki yıllarda basında, polis kılığına girmiş bazı kişilerin Bulgaristan’dan geçen kişileri soyduğunu okumuştum. Sanırım bu konu yüzünden yapılan bir uyarı.


Artık Bulgaristan topraklarındayız. Bulgaristan otobanları için gerekli olan Vinetka kartının motosikletler için gerekli olup olmadığını soruyoruz. Motosikletler için gerekli değilmiş. Sınırı geçer geçmez hemen ucuz benzinle depolarımızı dolduruyoruz. Burada benzin ( yerine göre fiyatlar değişiyor ) 2,36 levha. 1 Euro = 1,92 / 1,96 Levha





Yolumuz uzun minimum mola ile yola devam etmeye karar veriyoruz. Otoban görünümlü yol kısa bir süre sonra bitiyor. Plovdiv’e kadar sanki köy yollarında gidiyor hissine kapılıyorum. Takip ettiğimiz tabela Sofya. Yani bir problem yok ama yoldaki gurbetçi arabaların yoğunluğunu görmesem kesinlikle yanlış yolda olduğumuzu düşüneceğim. Şehir içlerinde polisler çok sık radar kontrolü yapıyorlar. Ama tüm Balkanlarda olduğu gibi burada da diğer sürücüler çok yardım sever . Very Happy Radarlara yaklaştığımızı bize yapılan selektörler ile anlıyoruz… Plovdiv’e yakın bir yerde gerçek anlamda otobana ulaşıyoruz. Yol boyunca her yer günebakan tarlaları;






Sofya’ya yaklaşık 50 km mesafede Makedonya sınırı için Ihtiman sapağından otobandan ayrılmamız gerekiyor. Aman dikkat, bazı tabelalarda Latin harfler yok. Kıril alfabesine göre tabelalarda bu yeri tarıyorum ve sapağı görüyoruz. 15-20 km sonra muhteşem bir doğanın içindeyiz;








Hava serinliyor. İçimize bir şeyler giyiyoruz;








* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *



Dupnitsa’ya girerken, daha önce birkaç kez ufak ufak bizi ıslatan yağmur tekrar çiselemeye başlıyor. 2 Dakika içinde iş değişiyor ve bardaktan boşanırcasına yağmaya başlıyor. Hemen bir benzin istasyonuna kendimizi atıyoruz.








Bu defaki yağmur kısa sürede duracağa benzemiyor. Hasan Abi yağmurluğunu çıkarıyor. Ama bende yağmurluk yok, Tuncay’ın kulaklarını çınlatıyorum… Evil or Very Mad Biraz daha beklemeye karar veriyoruz. Gözümüz gideceğimiz Kyustendil taraflarında. Sanki oralar açık gibi. Bu arada yanımızdan geçen biri konuşmalarımızı duyunca selam verip muhabbete başlıyor. Kendisi burada yaşayan bir Türk’müş. Epey sohbet ediyoruz. Bize yardımcı olmaya çalışıyor. İstersek bizi misafir edebileceğini de söylüyor. Kendisine teşekkür edip hava kararana kadar Üsküp’e ulaşmamız gerektiğini söylüyoruz. Bize telefon ve adresini verip yolu buradan geçen tüm arkadaşlarımıza seve seve yardımcı olabileceğini söyledi ama ben şu anda bu bilgileri bulamıyorum. Bu yakın ilgisinden dolayı kendisine çok teşekkür ediyoruz;





Az sonra yağmur şiddetini azaltıyor. Yola çıkma zamanı. Çok vakit kaybettik. Şansımızı deneyerek tekrar yoldayız. 10 dakika sonra yağmur tamamen duruyor. Smile Bulgaristan’dan çıkmadan son noktamız Kyustendil;








Kısa bir süre sonra Makedonya sınırına ulaşıyoruz. Önümüzde bir otobüs var. Bulgar gümrükçü tüm yolcuların çantalarına tek tek bakıyor. Sıra Hasan Abi’ye geliyor. Adam büyük bir heves ve iştahla motoru aramaya başlıyor. O kadar ki seleyi bile çıkartıp altına bakıyor. Eğer aynı şeyi bana yaparsa yandım. 2 Sosis çantayı indirip bindirmek ölüm. Ben biraz ukala ve kendimden emin tavırlarla adamı bekliyorum. Zaten boş olan arka çantayı açıp gösteriyorum. Adam motorda bağlı duran sosis çantalar yöneliyor. Bakıyor benim çantaları sökme gibi bir niyetim yok, eliyle sağını solunu yokluyor. Sert bir bölümü gösterip ne olduğunu soruyor. Ayakkabı olduğunu söyleyince o da uğraşmak istemiyor ve “Geç” diyor. Wink


Makedonlar çok daha misafirperver. Direkt pasaportlarımıza giriş mührünü vuruyorlar. İşte Makedonya’dayız. Uzunca bir inişten sonra ilk yerleşim yerine ulaşıyoruz;








Devamındaki ufak yerleşim yerlerinin birinden geçerken uzakta gördüğüm polis aracından bir polis yolun ortasına gelip elindeki “STOP” tabelasını bana gösterip durmamı istiyor. “Hay Allah radara mı girdim acaba” derken tüm masumiyetimle selam veriyorum. Polisin hız limitini aştığımı söylediğini anlamama rağmen anlamazlıktan gelip Hasan Abi’den tercüme istiyorum. Sonrasında yine tüm masumiyet ve şirinlikle çok çok özür dileyip, aslında dikkat ettiğimi, nasıl oldu anlamadım ayaklarına yatıp, bundan sonra daha dikkatli olacağımı söylüyorum. Polis 2-3 saniye düşünüp “Okey” diyor ve yola devam etmeme izin veriyor… Very Happy Aslında araçlar radar için bizi uyarmış ama güneş yüzünden ben fark edememişim. Bundan sonra gözlerim daha da açık… Wink


Ufak bir telefon molası; Hasan Abi evle görüşüp son dakika bilgilerini veriyor;





Yolda bir benzin molası daha veriyoruz. Burada para birimi Dinar. 1 Euro = 60 Dinar. Benzin alırken yine bize Türkçe “Hoşgeldiniz” diyenler oluyor. Balkanlar süper, Türkçe konuşan ne kadar çok insan var. Bu arkadaşlar Makedon’muş. Türkçe’yi çok iyi konuşuyorlar. Ticaret için sık sık İstanbul’a geliyorlarmış;






* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *



Tekrar yoldayız. Üsküp’e hava kararmadan ulaşıyoruz. “Old Town” tabelalarını takip ederek eski şehrin olduğu yere ulaşmaya çalışıyoruz. Meşhur Taş Köprü’nün yanından geçiyoruz. Evet eski şehir bu bölgede. Uygun bir yerde durup otel soruyoruz. Tam bu sırada Makedon bir ikitekerci karşımıza çıkıyor. Kendisinden otel bulma konusunda yardım talep ediyoruz. Telefonla birkaç görüşme yapıyor ama bulduğu oteller bizim gezi bütçemizde konaklama için düşündüğümüz limitlerin üzerinde. Bize ufak bir tur attırıp eski çarşının olduğu yere götürüyor. Buralarda sorarak otel bulabileceğimizi söylüyor. Bize gösterdiği ilgi ve yardımlarından dolayı kendisine çok teşekkür edip, yanımızda getirdiğimiz Türk Bayrağı çıkartmalarından kendisine hediye diyoruz;








Ben park etiğimiz yerde motosikletleri beklerken, Hasan Abi çarşının olduğu bölüme girip otel aramaya başlıyor. Çarşıda birçok Türk firmasının tabelasını görüyorum. 15 Dakika sonra Hasan Abi yanında Türkçe konuşan bir arkadaşla geliyor. Kişi başı 15 Euro’ya, eski şehrin göbeğinde güzel bir yer bulmuş. Hemen otele gidip yerleşiyoruz. Otelin adı Santos. Motosikletlerimizi kapısı kilitli olan arka bahçeye koyuyoruz. Resepsiyondaki sempatik arkadaş, çat pat Türkçe konuşuyor. Patronunun Türkçesi ise süper. Güzel bir duştan sonra Üsküp’ü görmek için dışarıdayız. Türk çarşısı olarak ta bilinen eski çarşıda önce yemek yiyelim diyoruz. Lokantaların olduğu geniş bir meydana geliyoruz.






Yemekler bize tanıdık geliyor. İnegöl köfteye benzer meşhur köfteleri , güveçte kuru fasulye, mücver ve birçok çeşit var.





Meydanın en meşhur lokantası olduğunu iddia eden kişinin lokantasına oturuyoruz. Üç kuşaktır burayı çalıştırıyorlarmış. Türkçe'si süper. Lokantasına ülkemizden birçok devlet adamı ( başbakanlar, cumhurbaşkanları) gelmiş. Onlar kadar önemli şahsiyetler olmasak ta ilgi itibar süperdi doğrusu Laughing


Tavsiyeleri üzerine güveçte kurufasulye üzerine 1 porsiyon köfte söylüyoruz. Baştan iki lezzeti aynı anda düşünemesem de sonuç çok güzeldi. Ayrıca “Schopska” dedikleri özel peynirli salataları da çok güzeldi. Bir de siz istemeden ikram olarak közlenmiş biberden sirkeli çok güzel bir meze geliyor.






Yemeklerimiz geliyor;








Bu sofra için ödediğimiz ücret kişi başı 7 Euro’dan az. Gerçekten ucuzdu. Zor bitirdiğimiz yemekleri ( porsiyonlar bize göre çok fazla ) eritmek lazım. Gece Üsküp'ü keşfe çıkıyoruz. Çarşıdan meşhur Taşköprü'ye yaklaşınca tarihi Üsküp kalesini görüyoruz;












* * * * * * * * * * * * * * * ** * * * * * * * * * * * *



Ve kentin simgesi haline gelen, Sultan I.Murad zamanında, 15.yy. yapılan Taşköprü'nün üzerindeyiz. Ecdadın bıraktığı bu eser Vardar nehri üzerinde bir gerdanlık gibi duruyor.





Köprü üzerinden Vardar Nehri;





Nehrin kenarında heykeller ve otel olduğunu tahmin ettiğimiz çok büyük bir inşaat vardı;








Nehrin karşı tarafındayız. Tura çıkmadan 10 gün önce haberlerde izlediğim ve Yunanistan ile Makedonya'nın paylaşamadığı Büyük İskender için yapılan gerçekten çok büyük heykel karşılıyor bizi;





Yeni şehri çok gezmeden, nehir kenarında ufak bir tur atıyoruz. Yarın sabahtan da burada olacağımızdan ve Üsküp, dönüş yolumuzda da olduğu için rahatız. Kale farklı bir açıdan tekrar karşımızda;





Sizlere göstermeden geçemeyeceğim güzel bir sigara küllüğü;





Köprüyü geçip tekrar eski şehir tarafındayız. Kulağımıza eğlencenin bol olduğu her halinden belli olan, Türkçe parçaların çaldığı müzik sesleri geliyor. Yönümüzü bu tarafa çeviriyoruz. Burası barlar sokağı formatında bir yer. Çok yorgun olduğumuzdan 2 turlayıp otele dönüyoruz.








Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder MSN Messenger
casper05
Değerli Üye
Değerli Üye


Kayıt: May 31, 2009
Mesajlar: 97

OFFLINE

MesajTarih: Çrş Arl 14, 2011 5:05 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Çok güzel bir gezi devamını bekliyoruz
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
sekoucdal
Tecrübeli Üye
Tecrübeli Üye


Kayıt: Jan 22, 2006
Mesajlar: 458
Nerden: bursa
OFFLINE

MesajTarih: Cum Arl 16, 2011 4:37 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Selamlar Ahmet
çok güzel gezmişsiniz tebrikler.Hasan abime ayrıca selamlar.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder
TA6B
Yamaha Grubu
Yamaha Grubu


Kayıt: May 31, 2004
Mesajlar: 4276
Nerden: Amisos
OFFLINE

MesajTarih: Cmt Arl 17, 2011 1:19 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hasan hocam ellerine sağlık
Her zamanki gibi yine güzel bir gezi yapmışsınız
Tenere'nin km'si hiç dinlenmiyor Mr. Green
Devamını sabırsızlıkla bekliyoruz
_________________
Gökşin Y.KIVANÇ
Honda CRF1000L Africa Twin & SYM Fiddle II 125
OSCAR | Golden Retriever
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et Skype Adresi MSN Messenger
Hızlı Cevap
Kullanıcı Adı:


Very Happy Smile Sad Surprised Shocked Confused Cool Laughing Mad Razz Embarassed Crying or Very sad Evil or Very Mad Twisted Evil Rolling Eyes Wink Exclamation Question Idea Arrow Neutral Mr. Green
Seçenekler
Son Mesajı Alıntı Yap
 
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    www.endurocu.com Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantılar Tüm saatler GMT +2 Saat
Sayfa 1, 2, 3, 4, 5, 6  Sonraki
1. sayfa (Toplam 6 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız

   
 
 
Bilgi & Servisler

Foto Galeri



Etiketler

endurocu motosiklet enduro redbull

ikiteker haberler yarışlar geziler

motokros macera kamp festivaller

forumlar xfighters dragyarışları

motogp seatosky supermoto dakar

Twitter

Web sitemizde yayınlanan en son güncel haberler, makale ve duyurulardan anında haberdar olmak için tarayıcınızda anlık bildirimleri etkinleştirebilirsiniz. Bu ücretsiz bir servistir...

Bildirimleri Etkinleştirin

Copyright © 2004, Tüm Hakları Saklıdır

endurocu   endurocu   endurocu   endurocu   endurocu

Ana Sayfa   Üyeler   Yazarlar