GÜNEYDOĞU ANADOLU GEZİSİ SON BÖLÜM

[DRAGON]

Gezimin son bölümü;

Hasankeyf'ten manzaralar.




Batman'a doğru yol alıyorum.

ve Batmandayım.

Tüm gezim boyunca yediğim en güzel kebap, Batmanda Emniyet Müdürlüğü'nün karşısındaki Bahçıvan Restaurant. Restaurant'ın önünde durur durmaz garsonlar sardı etrafımı hepsi motorla ne kadar ilgililer. Sağolsunlar sayelerinde muhteşem bir kebap yedim.

Karnımı iyice doyurduktan sonra istikamet Diyarbakır. Diyarbakır'a girdiğimde sükutu hayale uğradım nasıl bir trafik, kalabalık, keşmekeş anlatamam. İçim sıkıldı ve şöyle bir şehri turladım ve benzin ikmalimi yaptıktan sonra Elazığ'a gitmek üzere şehri terkettim. iki kare resim çekebildim o da kırmızı ışıkta beklerken.


Diyarbakırdan çıktıktan biraz sonra hava karardı ve ben Maden ilçesini gece geçmek zorunda kaldım. Gidenler bilirler dağların arasından virajlı bir boğaz boyunca ilerliyorsunuz araç trafiği fazla değildi. Kıyafetlerimin içliklerini çıkarmıştım, çünkü Diyarbakırda konaklamaktı hedefim ama şehir üstüme üstüme gelince yola çıkmıştım. Neyse gittikçe soğudu depo üstü çantamdan kışlık eldivenlerimi çıkarıp giydim ama alt-üst içliklerimi takmayı hiç gözüm kesmedi. Titreye titreye Elazığ'a vardım.
Otelin en güzel odalarından birini tuttum ve yerleştim. Hemen küveti doldurdum iliğim kemiğim ısındı. Sabah kahvaltım.

Sonra şehri gezmek ve fotoğraf çekmek için çıktım otelden.




Sonra harput Kalesine çıktım.
Arap Baba türbesi; Cesedinin halen çürümediği rivayet edilen ermiş bir zat'a ait bir türbe. Bekle bekle görevli gelsin. Gelmedi tabii. Oradaki bir amca "gelmez oğlum bekleme boşa, zaten ermiş'i de göremezsin. o alt katta yatıyor orayıda ziyarete açmıyorlar" dedi. Haydaa ne anlamı kaldı dedim. Neyse ben de ruhuna fatiha okuyup ayrıldım.



Harput Evi. Kültür Bakanlığı aslına uygun yaptırmış

Güzel kızımı ihmal eder miyim? asla. beni her türlü zor yol şartında hiç üzmedi.

Harput Kalesinden Elazığ'ın görünüşü.

Daha sonra Keban'a doğru yola çıktım. Yolumun üzerinde Çır Çır Şelalesi var. Lütfen girişe Halk Ağzı ile yazılan yazıya dikkat.

Çok güzel bir yer. Buz gibi suların beslediği havuzlarda Alabalık yetiştiriliyor hem pazarlıyorlar hem de Tesisinde pişirip tertemiz sunuyorlar.





İstikamet Sivas. Önce Divriği'ye gitmeliyim. Burası çok güzel ve huzur verici bir yerdi. Nereden bilebilirdim ki; ileride ne zorluklar beni bekliyor.


Buradan sonra aşağı indikçe asfalt kalitesi bozuldu ve stabilize yol başladı.

aşağıda bozukta olsa asfalt görünüyor ama bir türlü o asfalta ulaşamıyorum bu fotodan sonra da o asfaltı bir daha hiç göremedim. Çünkü o güzel mola yerimden sonra ileride yol ikiye ayrılıyor ve tabela filan da yok bir vatandaşa yolu sordum;
Ben: Divriği'ye hangi yoldan gideceğim?
Vatandaş: Soldaki yoldan.
Ben: Soldan? Vatandaş ellerine bakıyor hangisi soldu bunların? der gibi.
Vatandaş: soldan soldan.
Ben anladım. Soldan. Bu arada sol elimi de kaldırıyorum.
Vatandaş: Soldaaaann.
Sola döndüm ben de ve o aşağıda görünen yola ulaşamadım. İki ayaklı Navigasyon beni yanıltmıştı.
İlerledikçe dağa sardım. Dağa sardıkça yol bozuldu.


Bayağı gittikten sonra iki kişiye rastladım.
Ben: Divriği'ye nasıl giderim?
Vatandaş 2: Divriği mi?
Ben: Divriği
Vatandaş 2: Abi divriği yolu çook geride kaldı bu dağ köyü son zaten. Sen geri döneceksin ve ilk düzlükteki çataldan sağ'a (yani ilk iki ayaklı Navigasyon'a yolu sorduğum çatal ve SAĞ'a)
Yapacak ne var ki döndüm onca yolu geri.
Ama çok güzel dağ köyleri de gördüm.



Vee Divriği tabelası. Yok inip öpeceğim tabelayı. Hava sıcak, tabela tozlu vs. vs. vazgeçiyorum ve o kızgınlıkla Divriği'ye girmeden Kangal'a devam.


Kangal da tamamen hayal kırıklığı.
Sivastayım.










Sivas çok güzel bir şehir. Canlı ve temiz.


Sivas'a girmeden önce sağlı sollu viarjlarda tatlı talı ilerlerken o ne Radar!!!
Çok geç. İleride çeviriyor beni ve iki arabayı daha. Hız sınırını aştınız (101 km) 260.-TL idi yanlış hatırlamıyorsam. Ben; kaymak gibi asfalt, bu motor, bu teknoloji,
filanlarla süslü bir dolu laf ediyorum bakıyorum ki Memur beni bir yerleri ile dinliyor susuyorum ve bekliyorum makbuzumu.

Ve son resim. Sivastan.

Sonrası Yozgat, Kırıkkale doğa hep aynı. Bozkır resim çekmiyorum.

Bu gezimde 3.000 km yol yaptım. Çok zevkli sürüş yaşadım. Çok güzel yerler gördüm. Çok tatlı insanlarla tanıştım.
Darısı seneye kazasız-belasız inşallah. (amin)

Seneye rota hazır bile.

Ankara, Tokat, Erzincan, Tunceli, Bingöl, Muş, Bitlis, Van, Ağrı, Iğdır, Kars, Ardahan, Artvin, Erzurum, Bayburt (soğanli geçidi), Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Amasya, Çorum, Ankara.

Toplam 3.500 km civarında. Bol bol fotoğraf çekip siz dostlarımla paylaşmak dileğiyle.

[Sponsor Linkler]

[sentez]

teşekkürler bu güzel foto ve yorumlar için
aynı rotalar benim de hayalimde

[ahmet19]

abi çok güzel bir gezi olmuş darısı başımıza

[__face__]

DRAGON, abicim çok güzel fotolar, güzel gezi raporu; yemeklerden bahsetmeyelim

hee birde sakın bıyıkları kesme sen bıyıkları kesersen ve yan yana gelirsek bir gün, yaşıt sanabilirler...

eylemlerinin devamını bekliyoruz...

saygılar..
_________________
...der __face__

Feyzhan
ÖZTÜRK
545 401 45 46

[matafix]

güzel bir görsel şölen oldu bu kış vakti ..içimiz ısındı valla....bizde bu sene güneydoğu yapmayı planlıyoruz nasip olursa..geçen sene karadeniz yaptık artvine kadar..orada festivale katıldık..bu sene tekrar festivale katılıp artvinden .doğu ve güneydoğu yu turlucaz ..senden ricam harita üzerinden bize tecrübelerine dayanarak başlangıç artvin olmak üzere gezilcek ve görülmesi gereken yerlerin ..adana ya kadar olan kısmı için çünkü adanadan dönüşü kıyı şeridin den izmir e varış yapıcaz..harita üzerin den rota yapabilirmisin..şimdiden teşekkürler...