Ahmet Güngör | Bir Tutkudur Enduro! Atın sanki evrimleşip metale döndüğü devirlerden gelmiştir. Buram buram macera kokar. Her torku sonrakine can verir.
En uzun ve esnek ön amartisör oranıyla ve büyük çaplı cant çapıyla Devamı...
Alpaslan Kuzucan | Motosiklet Felsefesi Motosiklet sahibi olmak sizi motorcu yapmaz aynen piyano sahibi olmanın sizi müzisyen yapmayacağı gibi. Motorcular vardır,
ulaşımlarını motosikletle sağlayanlar vardır. Bir hedefe ulaşmak Devamı...
Kayıt: Dec 03, 2004 Mesajlar: 223 Nerden: ist. OFFLINE
Tarih: Pts Mar 14, 2005 12:44 pm Mesaj konusu: Sıkı bir pazar. Kilyos tarafı, kum ocakları
Selamlar millet.
Haftasonu yine kaşıntı tuttu. Soğuk ama güneşli bir istanbul günüydü. Ayşegül'ü yavaş yavaş işleyip öğleden sonra kaçmak için ikna ettim. Akşandan kalma olduğum için sabah erken çıkamamıştım. Önce Alkan'ı aradım. O Şile'ye gitmek istedi. Ama Belgrat Ormanı'nın Şile'den daha yakın olduğuna ikna edemedim birtürlü. Şileye kada asvalt yol ve haftasonu trefiğini çekmek te bana uymadı. En kısa yolda toprağa girmek istiyordum. Tolga'yı (Funduro) aradım. Hasta olduğunu ve dinleneceğini söyledi. (Tekrar geçmiş olsun Tolga) Ne kadar böyle şeylere tek başına kalkışmanın güvenli olmadığını bilsem de kaşıntıya engel olamadım.
Hazırlanıp çıktım. Niyetim belgrat ormanında turlamaktı ama kaptırıp ipin ucunu kaçırdım. Durup bir etrafıma baktığımda. Tepemde yangın kulesi ve önünde muhteşem bir Karadeniz manzarası vardı. Denizle benim aramda uzanan alan kum ocaklarının kazı sahasıydı ve içi su dolu dev çukurlarla doluydu. Çukur ve tepelerin arasından deniz kıyısındaki bir kaç yerleşime doğru uzanan toprak yollar çok çekici geldi.
Yollar göründüğünden çok daha keyitli çıktı. Zevkten durup çekemediğim için şu şemayı çizdim. Yolun durumu aynen böyleydi. Bir su çukuru bir tumsek, bir su çukuru bir tümse...
Ben böyle ıslana zıplaya gidirken karşıdan iki motorun geldiğini farkettim. Durup seyamlaştık. Birinde BMW'nin (R100'dü galiba) polis motorlarındam, digerinde isi Falcon vardı. BMW yi kullananın Lakabı Serçe'miş adını hatırlayamadımşimdi. Digerinin se adı Mustafa'ymış. Onun da lakabı vardı ama unutmuşum. Bu arkadaşlar buralarda sık sık takıldıklarını ilerideki köyde başkalarının da olduğunu. Dilersem sonra uğramamı söylediler. Anlaştık. Ben bu keyifli parkurda biraz daha dolaştım. İşte birkaç resim:
Biraz sonra köyde bu arkadaşları buldum. Biraz sohbetten sonra. biraz da kuma dalmaya karar verdik. Gittiğimiz yer A-RI-ZA-LI'ların daha önceki bir raporundan tanıdığım şu aşağıdaki plajdı:
Kuma önce ben daldım. Birnci vites: patinaj, iki: eh çekmeye başladı, Üç: Uçmaya başladım. İleride bir deredin plajın tam ortasından aktığını görüyorum. Geçerim nasıl olsa diye düşünerek gazlamaya devam. Son 5-10 metre kala farkettim ki dere kumu 1.5 metre kadar oymuş ve su aşağıdan akıyor. Firene asıldım ve tam 1 m. kala durmayı başardım . Arkamdan başka birisi gazlamış geliyor. Dönüp hemen ona dur işareti yapıyorum. O da durumu son anda farkediyor. Ama benden daha hızlı geldiği için firen yapması kurtarmıyor. Motoru yatırarak duruyor. Adam yerde. Motorun ön tekerleği tıpkı filmlerdeki gibi oyuğun içinde. Arkamızdan başkaları da geliyor ve çekip çıkarıyoruz.
Bundan sonrasının tadına doyum olmuyor. Düşük süratlerde çok zor olan kum sürüşü yüksek süratlerde asfalttan farksız oluyor. İlk defa kumda 90-95 km'lere çıkıyorum. Derenin denize çıkış noktasında bir çakıl tümsegi keşfediyorum. İlk geçişte pek farkedilmeyen tümsek beni havaya fırlatıyor ve ön teker üzerine iniyorum. Biraz adranalinin bir zararı olmaz. Bu defa tümseğin yerini bilerek Gazı açıp arkaya kaykılıyorum ve hobaaa! Tekerler havada. Çok eğleniyoruz. Bazı elemanlar. Kaptırıp karşı tepelere çıkıyorlar. Eee. Buranın tecrübelileri onlar. Kumda bir kaç Tur daha ve vedalaşıp geldiğim yoldam tekrar ormana dalarak geri dönüyorum.
Fotoğraf açısından pek zengin olmasa da. Geziler başlığı altına pek kimsenni birşey yazmadığı şu günlerde, bu başlığı biraz canlandırmışımdır umarım.
Kayıt: Jun 03, 2004 Mesajlar: 1598 Nerden: Samsun OFFLINE
Tarih: Pts Mar 14, 2005 1:25 pm Mesaj konusu:
Helal olsun be Afro.
Zevk dediğin bu değil mi? Tam anlatılamıyor, yaşamak lazım.
Kum sürüşlerinden ben biraz çekiniyorum. Çünki zincirde zımpara etkisi yapıyor diye duymuştum . O yüzden mümkün olduğunca girmemeye çalışıyorum ama bu yzıyı okuduktan sonra bikereden ne olur düşüncesiyle dlıcam kesin yakında.
Kayıt: Dec 20, 2004 Mesajlar: 6 Nerden: İstanbul OFFLINE
Tarih: Pts Mar 14, 2005 2:28 pm Mesaj konusu:
Tolga fotoğrafları göremedim ama aklımda canlandırabileceğim kadar akıcı yazmışsın, süper. Bu arada bazı fotoğrafları göremiyorum forumlarda, yüklemem gereken bişeyler mi va acaba?
Kayıt: Dec 03, 2004 Mesajlar: 223 Nerden: ist. OFFLINE
Tarih: Pts Mar 14, 2005 4:00 pm Mesaj konusu:
Cenker, fotoların yerinde, küçük mavi kareler içinde soru işareti görünüyor değil mi? Vallaa bende de aynı sorun var. Forumu bir açıyorum görünmüyor, ana sayfaya dönüp bir daha giriyorum, bu defa düzeliyor. Bu sorun sadece bu topicte degil. Başka tapiclerde de oluyor. Sitede mi bir sorun var acaba?
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız