İyilik yap denize at , Balık bilmezse Halik bilir.

[Kaan]

Sene 1978-79 okula yeni başlıyorum , bakıyorum benimle aynı çantası olan bir çocuk daha var okulda . Annelerimiz bu vesile ile tanışıyorlar. İlk okulda çok sık görüşmeye başlıyoruz . Evlerine gidiyorum o zamanlar Puch var kapıda yanlış hatırlamıyorsam . Zaman ilerliyor orta okul lise derken bakıyorum o motorda büyüyor. Orta okulda MZ oluyor . Hep apartmanın içinde hayatımda ilk yakından gördüğüm motosiklet o MZ ve Bafra’da birde kuzenimin bana bindirmek istemediği fakat benim ondan habersiz kaçırdığım sarı puch idi . Büyüyoruz zaman hızla geçiyor , arkadaşlıklar arasında uzunca bir zaman kaybediyoruz birbirimizi .Sonra bir bakıyoruz yeniden kenetlenmişiz hemde daha sıkı . Bu dostluğumuz yozlaşmadan sonsuzadek sürsün Cemo . Etrafımız kalabalıklaşmış dostlar , arkadaşlıklar kar , zarar , fayda hesapları ile elemişiz etrafımızdakileri bakmışız dostlarımız kalmış yakınımızda. Her zaman kendimizi iyi hissettiğimiz insanların yanında olmaya dikkat etmişiz. Etrafımızdaki insanlarla sıcaklığımız , yakınlığımız ondandır . Hep iyi niyetle , dostça açık gönüllülükle , dürüstçe hiç teredüt etmeden devam ettik yolumuza baktık ki etrafımızdaki gerçek dostların sayısı ve kalabalıklılığı artmaya başladı. O zaman huzuru bulduk. Allah herkese böyle dostluklar nasip etsin.

İsmail hocamı İkitekerden tanırım , dünya tatlısı , mükemmel bir insan . Hem adamlığına kefilim hem sürüşüne. Bu gezi yazısında sessiz sedasız bir insan olduğunu , tam bir grup adamı olduğunu daha iyi anlayacaksınız. Perşembe günü araştık, bize katılması bizleri çok mutlu etti .
Zafer kardeşimi anlatmama gerek yok ,tüm camia bilir , iki tekerlekli , çift çekirdekli bilgisayar gibidir , adamdır. Dostluğu bana her zaman keyif vermiştir.

Artvin Motosiklet Klübünün daveti , Kafkasör şenlikleri fikri Mayıs ayının 21 i gibi şekillendi . Rize’den dostumuz Mustafa’nın 1 gece zorunlu konaklaması nedeni ile Timur Akça’nın dükkanında anında şekillendi ve 19 Mayıs davetine iştirak eden Motorizeder üyeleri Sedat abimiz ve diğer arkadaşlarımız ile yapılan görüşmeler sonrasında netleştirdik. Bir grup Cuma , özelde çalışan ve izin durumu sıkıntılı olanlarda Ctesi erkenden hareket edecekler bir gece kalınıp geri dönülecekti.

Mustafa Kardeşimizin ve Rize’li dostların sıcaklığı içimize ayrı bir heyecan ve güven duygusu aşıladı . Her gittiğimiz yerde bizlere kapılarını açacağına inandığımız dostlarımızla doldu Karadeniz sahili . Bu nedenle kendimizi hep güvende hissettik.

Temmuzun ilk haftasına gelindi ,başta düşünülen grup Faris , Cem , Zafer ve ben çıkacaktık . Denk motorlar , benzer sürüşler ve tecrübeler. Sorun çıkmayacağı düşüncesindeydik ancak Faris’in yoğun satış ve devir sirkülasyonu nedeni ile KLR-Regal-Mondialve sonunda sıfırlanarak motorsuz kalışı sonucunda o katılamadı. Ekip Perşembe günü kesinleşti, izinler alındı Cuma saat 9 gibi çıkış planı yapıldı.

Ekip ; Zafer Özdemir / AT
Cem Topaç / KLR 650
İsmail hocam / Transalp
Ben / KTM 640 ADV

Akşamdan heyecan bastırdı. Benim hilti ile ilk uzun yolum olacak , nelerle karşılaşacağımı bilemiyorum. Sabah erkenden motoru hazırlamaya başladım .

Konuşulan saat 9 da hazır olunacak . 9-30 da teker döner. Ancak her seyehatte olduğu gibi bizler o saatte çıkamıyoruz. 9 da Cemo ile araşıyoruz , adamın gelişi 10 u buluyor. Benden yaklaşık 500-600 mt uzakta oturuyor , şimdi çıkıyorum dedikten yarım saat sonra geliyor adam. Geç çıkışın tek sorumlusu bu adam . Hehehe








Motorlar hazırlanıyor , yolda kızını ve eşini görüyoruz onlarla da selamlaşıyoruz ve şehire iniyoruz , Zafer budanmamış halde bizi bekliyor. Kardeşimi bir güzel buduyoruz. Milletle helalleşiyoruz ve yakın bir yerden İsmail hocamı da alıyoruz .

İlk mola Tekkeköy Opet , tabi başımıza gelecekleri bilmiyoruz , daha bu başlangıç .

Opetçi bizi her opette durdurma niyetinde .

Bahanesi de hazır “ Olum benim depo ufak napayım”
İyi hadi öle olsun diyoruz. O depo büyüyünce sank, farklı olacak .
Her opeti ezberledik be sayesinde. Ama maaşallah motorlar tık demedi. Borçkadaki ucuz benzinde bunu daha iyi farkettik. Ucu etin yahnisi hesabı.





Depoları doldurup Bolamana kadar devam ediyoruz.
Amcam kapıda bakıyor motorlu , yağlı müşteriler geldi diye .
Biz sazanlar Çarpan güveç ( iskorpit ) ve mezgit yiyoruz .
Lezzet mükemmel .

Manzara harika .




























Karnımızı doyurup yola devam ediyoruz. Tünellere giriyoruz Bolamanda kamerayı bağlamıştık Zafer veriyor bize gazı biz önde kamera açık tünelte öttürüyoruz eksozları o manzara inanılmazdı .

Görüntüleri dinlemek isteyen varsa bilahare Zafer kardeşim ilgilenir zannedersem .
Anadın sen onu Zafercim.

Bir opet daha yapıyoruz. Adam herkesi tanıyor . Alışmamışlar Cemo’yu kir pas içinde görmeye önce bir yadırgıyorlar.

“ Hop ulan sende kimsin ? “ bakışından sonra
Kask çıkınca , “ooo Cem bey siz motorada biniyormuydunuz ? Tanıyamadık” muhabbetleri .

Motorları tekrar bağlıyoruz, biraz dinlendikten sonra tutturuyorlar denize girecez diye .










İsmail hocamla bende gönülsüzüz ama tahmin edemiyoruz nasıl bir yere gideceğimizi

Klavuzumuz bizi Tirebolu Beach Club’a götürüyor.
Gerçekten mükemmel bir yer , Karadeniz sahil yolu nedeni ile tahrip edilen doğanın izlerini görüyoruz. Yol kenarında park etmiş onlarca araç var , meğer sahil yolun altındaymış , helal olsun bu girişimciliğe.
Zafer ile Cem hemen atlıyorlar suya , ben ve İsmail hocam soyunup dökülüp sahilde dinlenmeyi tercih ediyoruz. Zaten oraya kadar yorulmuşuz , o kıyafetleri çıkartmak bir o kadarda yoruyor bizleri . Suya girmeye hal kalmıyor , bide boğulma tehlikesi geçirmeyelim orada diye girmiyoruz.

Zafer ile Cem denizin tadını çıkartıyor . Deli gibi yüzüyorlar bir ara boy veriyor şebeklik yapıyorlar.
























































Benim telefon çalıyor , Of’da kardeşim emsali Serdar bekliyor bizleri
“abi çay içecez salmam” diyor . Tamam diyoruz birazdan çıkıyoruz diyoruz ama nerdeeee.

Çıkışımız uzuyor . Trabzondan bize katılacak Galip kardeşimizde bizi Sürmene’de bekliyor . Adam resmen ağaç oldu .

Zafer bu konuya tekrardönecem , unutturamazsın.

Sürmeneye varıyoruz. Heyecandan foto çekmeyi bile unutuyoruz.






Bizi 6 saate yakın bekleyen Galip hocam ve Of’da beklemekten sıkılan ve bizi bir daha durdurmamak için Sürmeneye gelen Serdar kardeşim ile burada biraz sohbet ediyoruz. Tabi resim çekmeyi unutuyoruz. İlaç istemiştim ondan getiriyor hepsini gözlerim çok yoruldu onun sayesinde rahatladım.

Daha sonra istikamet Rize Motorizeder. Galip hocam ile beraber Of a kadar Serdar’ın eskortluğunda gidiyoruz. Bende uyuşmalar başlıyor , yoruluyorum ama dostlar bizi bekliyor . Herşey hazırlanmış. Karınlarımız acıkmış . Sedat abimiz ve dostlarımız hemen masayı donatıyor . Koyu sohbet başlıyor . Erol ile tanışıyorum . 250 EXC kullanıyor . Biraz KTM muhabbeti yapıyoruz , sıkı bir dostluk kuracağımız kesin .







Saat baya geç oluyor Galip hocam biraz buruk olarak ( Zafer sen anadın bunu gene ) Sürmeneye dönüyor . Festival alanında görüşeceğiz onunla yine . Yolcu ediyoruz onu .

Dostlar bizi dernekte misafir ediyorlar o akşam . Mukemmel bir ortam , mükemmel bir dernek binası , darısı bizim derneğimizin de başına inşallah diyoruz.













11-Temmuz Ctesi Sabahı yola çıkmadan Cem İsmail ve Zafer kaskları ve ben gözlüğü temizlemeye çalışıyorum . Gözlük camı iridyum kaplama olduğu için dalgınlıkla bastırarak siliyorum ve kabus gibi oluyor gözlük . yedek camlarda Samsun’da kaldı . Hemen Erol’u arıyorum sağolsun kendi gözlüğünü veriyor yolun geri kalanını onun gözlüğü ile bitiriyorum. Kendisine birkez dah teşekkür ederim .

Daha sonra kendimize geldikten sonra Rize çayeline gazlıyoruz. Gezinin dönüm noktası burası oluyor . Dostumuz Mustafa ile bolca sohbet edip karnımızı o meşhur böreği ve dondurması ile doyuruyoruz. Mustafa’nın yanındayken Artvin’den Nazım abiyi arıyor . Kendisine samimiyetinden ötürü bizleri kendisi gibi görmesini rica ederek konuşuyor . Nazım abiyi görmek bizim için şart . Mustafa kendisinden çok bahsetti. AT kullanıcısı Zaferin uzmanlık alanı . Bizde tanışınca anladık müthiş bir insan .













Mustafa benim ailem ile Serdar kardeşime yaptığım Of gezimde onu ziyaret etmiş olmam , Samsun da yaşadıklarımız ister istemez hepimiz ile onun arasında bir yakınlık doğurdu. Karadeniz insanının sıcaklığını gördük . Sıcak kanlı olmak insanlara yardımcı olmayı kendine görev edinmek hayatta böyle dostlarla tanışma fırsatını veriyor insana . Ben ve arkadaşlarım adına kendisine birkez daha teşekkür ederim .

Biraz foto çektirdikten sonra vuruyoruz Artvin yoluna .

Yolda manzara bizi büyülüyor.









































Daha sonra festival alanına variyoruz.

Ufuk kardeşimiz ve Nazım abi karşılıyor bizi . Sırf biz geliyoruz diye adam grubun festival alanına inişini bile bekletti. Yatık dönerimizi yiyip zımba gibi oluyoruz. Kayak pistini gözüme kestiriyorum . Buraya kadar gelmişim o rampaya çıkmadan asla dönemem diyorum .Açıyorum gazı , çıkış bişe değilde inişi asıl problem . Ama kazasız belasız atlatıyoruz.






Tüm gece sürecek AT sohbeti başlamış bile . Nazım abi ile Zafer kaynatıyorlar. İsmail hocam yorulmuş Cemo ile dinleniyorlar. Grup aşağıya inmeye başlıyor . Nazım abi arkada kaldığımız için bizi farklı bir patikadan götürüyor . Festival alanına yaklaşık 10 km kadar var . Ama ben hayatım boyunca unutmayacağım o yolları.

Bakıyoruz arkamızdan bir arkadaşlar daha geliyor , Trabzon grubundan galiba bir 2009 transalp ve Turing bir yamaha . Nazım abi yolu tarif ediyor geri gitmek isterlerse yardımcı olmayı teklif ediyor . Arkadaşlar biraz geldikten sonra dönmeye karar veriyorlar , onlarla festival alanın da tekrar görüşüyoruz. ,



İsmail hocamdan endişeleniyoruz. Sessiz sedasız ilerliyor ama hiç takılmadan ve düşmeden . Biz arada arkayı kontrol ediyoruz acaba kaldımı diyoruz ama İsmail hocam müthiş . Yollar o kadar kötü ki bir ara Zaferin AT’nin arka maşaya kalın bir odun giriyor . Allahtan hemen farkediyor yoksa ileride sıkıntı yaratacaktı.























Yollar harika . Tadına varamıyoruz , festival alanına geliyoruz . Dostlarla sohbete dalıyoruz. Galip dostumuzda gelmiş . biraz sobetten sonra AT kurulu toplanıyor .

AT ler 3 oldu bir mühendis arkadaşımızda katılıyor .














Nazım abimiz için söylenebilecek tek şey var , baba yarısı .
Mustafa’nın emanetisiniz siz diyor , bizi rahat ettirmek için elinden geleni yapıyor . Bizlerde baya yorulmuşuz . Biran önce dinlenmek istiyoruz.
Nazım abinin evine konuk oluyoruz. Hayatım boyunca unutamayacağımız bir manzara karşılıyor bizleri . Evin terasına çadırları kuruyoruz . Çadırın kapısından sabah uyanınca ilk gördüğüm manzara halen gözlerimde .
















Akşam masa hazırlanıyor , Trabzondan 2 AT daha geliyor , Murat usta Eşi ve arkadaşı ile katılıyorlar . Birde TDM ile yine trabzondan bir ustamız oğlu ile katılıyor . Sohbet koyulaşıyor .
Kendisini yakından tanıma fırsatı buluyoruz. Nazım abimiz harikalar yaratıyor , hep beraber coşuyoruz.










Buzdolabı dikkatimi çekiyor inceliyorum . Zafer ile iddaya gitriyoruz , suyun altında elini 10 sn tutamazsın diye . Ben dayanamadım , su içmek elini bile yıkayamıyorsun çünki suyun kaynağı çok yakın . Nazım abi bu suyu borular ile taşıyarak bir bidona ulaştırıyor ve yaklaşık 15 20 mt ufak bir tenekenin etrafında dönmesini sağlıyarak tenekeyi buzdolabı olarak kullanıyor . Elektirik derdi yok . Su devamlı akıyor , daha büyükçe bir bidonuda lavabo ve nevaleleri soğutacak soğuksu göleti olarak kullanıyor . Mühendis kafası işte , müthiş birşey hayran kalmamak içten bile değil .
Farklı açılardan ,









Tuvalet evin dışında özel yapılmış her yer fayans kaplı , temiz , tertipli ve düzenli . 1300 rakımda bu işleri yapmak müthiş bir yetenek ister. Helal olsun Nazım abiye .

Akşam sohbet harikaydı sonrasında çadırlara çekildik İsmail hocam “ben kenarda yatmam” dedi . Sanki aynı çadırda yatacağız . Ama Öyle demeyin çadırı evin çatısına kurduk .







Sabah kalktığımızda Nazım abi ve yeğenimiz kahvaltıyı hazırlanıştı bile . Tüm dostlar sohbete koyulduk .
















Kahvaltı sonrası program yapıldı , Karagöl yada Macahel yapılacaktı . Macahel çok uzun süreceğinden Karagölde karar kılındı .




































Motorlar toplandı Nazım abi ile vedelaştık . Dostluğu herşeye bedeldi. Sağolsun .
Tam çıkacağız baktık ki Nazım abinin arka teker patlamış.
Hemen orada müdahele edildi . 3 tane usta var netekim

Lastiği sökmek baya zor oldu , şöyleki , 5-6 kişi tepindi , bir demir balyoz , bir 4x4 araç ve biraz ağaç takoz yardımı ile AT nin arka şamyeline ulaşabildik.

















Herkes yorulmuştu meşhur buz dolabındaki karpuz kesildi ve afiyetle mideye indirildi.








Yola koyulduk , Borçka , oradan Karagöle gideceğiz.

Artvinden inerken İsmail hocam baya geride kaldı , döndük baktık arka fren boşalmış. Artvin merkezde müdahele ettik Borçkaya kadar geldik. Biraz dinlendikten sonra Karagöl yoluna vurduk. Yol çok ağırmış , İsmailin motor yine aynı problemi yapınca dönüş karanlığa kalacağını tahmin ederek tek dönmek istedi . İkna edemedim , bizi de yavaşlattığ ve durdurduğu için çok rahatsız olduğunu söyledi. Karanlığa kalmadan dönmesinin iyi olacağını düşünerek kendisini yolcu ettim .



Len , nerde kaldı bu İsmai lle Kaan . Arkamda kaan vardı genede kontrol edeyim dedi galiba Cemo .


































Daha sonradan yol dahada ağırlaştı , ulan bizden başka gelen deli varmıdır dedik ama bir baktık suyu duyan gelmiş. İnsanlar lüks otomobillerle geliyor . Şaşırmadım desem yalan olur . Bizler perişan olmuşuz yorgunluktan . Soyunup dökünüp dinleniyoruz . Daha sonra Murat usta , eşi ve arkadaşı da 2 AT ile geliyorlar . Onlarla da oturduktan sonra Borçkaya iniyoruz . Orada fazer ile bir arkadaşımız daha katılıyor bize ve yemek için istikamet Çayeli Lale , Kurufasulye yemeye gidiyoruz. Lezzetine doyum olmuyor .

















































Daha sonra Trabzona kadar devam ediyoruz. Trabzon’da tabiki benzin molasını Opette veriyoruz yoksa Opetçi bizi oyar . Murat hocam ve arkadaşlar ile vedalaşıyoruz. Biraz resim sonra Ordu da duruyoruz.
Hangi benzinlik ??
Opet . Cemo var yaaaa.....
Opetçiiiiiii



Hava iyice karadı ben artık ilaçla ayakta duruyorum . Yolun başında uyuştuğumu hissediyordum ama artık onuda hissetmiyorum , vücüdum alıştı. ,



Ordu’dan Samsun’a kadar durmadan geliyoruz. Saat gece 24 ü buldu . Hepimiz pestil gibiyiz ama bakıyorum geçen iki güne unutulmayacak hatıralar ile dolu . Çok mutluyum.

Bu gezinin bazı kilit noktaları vardı .

Öncelikle Ekip süperdi . Uyum mükemmeldi.

Ufuk kardeşimiz Artvin’deki misafirperverliği . Artvinli dostların ilgisi ve yardımları.

Benim gözlük faciamdan sonra Erol’un gözlüğünü vermesi ,

Serdar’ın getirdiği ilaçlar. Hepsi kritik yardımlardı .

Mustafa kardeşimiz bizleri Nazım abi ile tanıştırarak bu gezinin bizler için unutulmaz olmasını sağladı.

Ne demişler “ İyilik yap denize at , Balık bilmezse Halik bilir”

Dostların her zaman yanında olduğunu hissetmek çok güzel. Allah herkese sizler gibi dostlar nasip etsin.

Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim.

Saygılarımla.
_________________


950 Adventure

[Sponsor Linkler]

[vetmemo]

Çok güzel olmuş Kaan.Ama keşke machael e de gitseydiniz.Ellerinize sağlık.
Güzel fotolar.Yaz günü serinledik valla....
_________________
TENERE 660

[motoav53]

SUPER PAYLAŞIM GUZEL RESIMLER BIRAVO, BİR GEZI BUNDAN DAHA İYİ ANLATILAMAZ DIYORUM RİZEDEN SLM R 1100 GS

[pelletizer]

Arkadaşlar iyi gezmişsiniz.Karagöl de ki kayıkla ufak bir göl gezisi yapmadınız sanırım
gölün ortasın da büyük bir ağacın kökü adeta küçük bir adacık gibi, üstüne çıkılıp güzel
avatar resmi olur du benden sölemesi. paylaşım için teşekkürler, selamlar.
_________________

[wolfmann08]

Ne iyi ettinizde geldiniz sizleri tanıma fırsatı verdınız bızlere teşekkürler Kaan_Cem _Zafer_İsmail abi
Keyifli bir Gezi güzel bir rapor olmuş Artvinden Saygı ve Selamlar
_________________
XL 650 TA 2001
0 RH (+)
Ufuk ÇELİK
www.artvinmotosikletkulubu.com