Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
HalitKoc Tecrübeli Üye
Kayıt: Aug 05, 2005 Mesajlar: 403
OFFLINE
|
Tarih: Cum Tem 18, 2008 10:32 am Mesaj konusu: Üç Silahşörler Yunanistan Gezisi |
|
|
28 Haziran Cumartesi sabahı Dr Selami YAVUZ ile buluştuk ve sevdiğimiz bir arkadaşımız bizi menemenciye kadar uğurladı, birlikte kahvaltı yaptıktan sonra heyecanlı Yunanistan maceramız başladı.
Gerçekleşen Yunanistan Gezi Rotası
Samsun’dan çıktıktan sonra, Düzce ve Edirne’de mola vererek Türkiye’den çıkmamız iki günümüzü aldı. Sevgili Alkan’la (alk22) Edirne de son anda görüşerek, bizi Yunanistan’a uğurladı.
30 Haziran 2008 Pazartesi, Pazarcık Gümrüğünden çıkış.
Gümrük memuru, uluslar arası ehliyetinizin süresi dolmuş diye tutturdu, neyse sonunda ikna ettik, yarım saatte gümrükten çıktık. İlk benzinlikten benzin alarak, otoban yoluyla Alexandrapoli (Dedeağaç) ta Makri diye küçük bir köyde balık yedik. Yine otoban yoluyla Xanti (İskeçe) yakınlarına kadar geldik, hava çok sıcaktı, İskeçe yi gezecek halimiz kalmamıştı. Benzin aldığımız istasyonda kendi aramızda konuşurken, Türk müsünüz? diye sordular, meğer benzin istasyonu sahibi ve çalışanları Türkmüş. Sahibi Bülent bey bize çeşitli rota tavsiyelerinde bulundu. Ama kendisi deniz sever ve tatilde yatar bir insan olduğundan, biz rotamızı kendimize göre düzenlemeye karar verdik. Gece Kavala yakınlarında Nea Heraklia adında, deniz kenarında küçük bir köyde kaldık.
Makri (Alexandrapolis)
1 Temmuz 2008
Sabah debriyaj ayarlarıyla oynadım ama istediğim gibi olmadı, sora sora uyduruk bir tamirci bulduk, orayı sıkıp, burayı gevşeterek sonunda halledildi. Ardından çıkıp 20 km lik yoldan sonra Kavala ya ulaştık. Yol bol viraj ve Ege manzaralıydı.
Nefeli Otele yerleştik, resepsiyondaki Angeli (Melek) Türkçe konuşuyordu.
Biraz dinlendikten sonra, Panagia denilen şehrin eski kısmına çıkarak kaleyi, Mehmet Ali Paşa heykelini ve Osmanlı mimari özelliklerini taşıyan bol miktarda ev gördük. Osmanlı dan özenle hiçbir şekilde bahsedilmiyor, sanki Osmanlılar burada hiç olmamışlar.
Gece yerel halk dansları gösterisi vardı. Selami, Pontuslu hemşehrilerini görünce duygulandı. Kıyafetleri söylemeye gerek yok. İlginç olan, Pontus horonu içerisinde “sarı kuş” adlı bir oyun ve Samsun oyunları (hem Samsun, hem Amisos sözü geçti) olmasıydı.
Kavalla
2 Temmuz 08
Kavala dan 10:30 gibi çıkıp, 1,5 saatte Selanik’e ulaştık. Daha önce gezi raporlarında bahsedilen Olimpic adlı bir Otele yerleştik. Hemen sonrasında, Türk Büyükelçiliğinin bahçesinde bulunan Atatürk’ün evini ziyaret ettik ve gerçekten duygulandık. Daha sonra Aristo Meydanından inerek Selanik kordonunda dolaştık, gerçekten İzmir Kordon boyuna çok benziyor.
Gece yine bir halk oyunları gösterisi vardı. Kullanılan enstrümanlar buzuki gibi Yunanlılara özgü çalgıların yanında, kanun, ud, kemençe ve ritim saz gibi çok tanıdık enstrümanlardı. Bu kadar benzerlikten sonra bağlama görmeyi de bekliyorduk ama yoktu. Gece kordonda yürürken Türkçe konuşan garsonlar bizi canlı müzik çalınan bir yere oturtmaya çalıştılar fakat tok olduğumuzu söyleyerek oturmadık.
Selanik
Atatürk’ün doğduğu ev
Atatürk’ün karnesi
Atatürk’ün kimliği
3 Temmuz 08
Sabah 10 gibi yola çıkarak, Meteora daki Manastırları görmeye gittik. 3 saatlik bir yolculuktan sonra ulaştık. Yüksek ve masif kayalar üzerine kuş yuvası gibi Manastırlar kurmuşlar. Rum Ortodoksların ortak özelliği galiba, 6 adet Manastır ve bol miktarda Rahibe vardı.ve hepsinin yüzleri şaşılacak derecede birbirine benziyordu.
Öğleden sonra tekrar yola çıkarak, 2,5 saatlik bir yolculukla Volos’a ulaştık. Çok güzel bir sahil kenti. Cıvıl cıvıl ve tertemiz. Bu insanlar yaşamayı biliyor.
Volos, Jason ve Argonotların Altın Post’u bulmak için yola çıktıkları liman. Antik liman denizden içeride kalmış, şehir yıkıntıları var.
Ordu’da da Jason ve savaşçılarının durdukları ve Jason (Yason) burnu denen bir yer var, buraya daha sonraları bir kilise de yapılmış (şimdi restore edilmiş). Türkiye ile Yunanistan arasında, daha doğrusu coğrafya ve insanlar arasında bu kadar çok kesişme insanı hayrete düşürüyor.
Meteora Manastırları
4 Temmuz 08
Sabah 10:30 gibi Volos’tan ayrılarak Pire’ye doğru yol aldık. Yolda mola verdiğimizde yaşlıca bir kadın gelip, “Türkçe” nasılsınız dedi. Sonra sohbete başladık. Kocası Gümüşhane, kendisi Trabzon kökenliymiş. Annesi ve babası Türkçe bilirmiş, kendisi de oldukça akıcı Türkçe konuşuyordu. Epeyce konuştuk, Türkleri çok seviyorum, vs dedi. Daha sonra oradan ayrılarak, öğleden sonra 15:30 gibi Pire limanına geldik. Liman ve trafik çok karışıktı. Zor bela bilet alarak yolcu bekleme yerine geldik. Genç bir çocuk Yunanca bir şeyler sordu. Selami, “we don’t understand you” deyince, “where are you from” dedi. “from Turkey” deyince de “desene be birader” diye karşılık verdi.Türkmüş ve annesi Havza’lıymış, burada öğrenciymiş, dünya çok küçük.
Saat 22 için Kos Adasına giden feribotta koltuk bulduk, aslında amacımız bir kamara alıp, yata yata gitmekti. Motosikletleri park alanına aldıpımızda yine Türkçe konuşan iki personel bizi buldu (plakaları okumuşlar). Birinin dedesi Trabzonluymuş, yine Selami nin hemşerisi çıktı. Buralarda Türkçe geçerli bir dil.
Diğer bölgelerde motosikletlerin hemen hemen yarısı scooter iken, Atina yollarında scooterların yerini, Honda İnnova türü otomatik debriyajlı motosikletler aldı. Uzak Doğu trafik manzaraları gibi, trafiğin içinden vızır vızır akıyorlar.
Pire limanı
5 Temmuz 08
14 saatlik ferryboat yolculuğundan sonra Kos adasına ulaştık. İner inmez “Otel lazım mı abi?” diye seslenen baba oğul bizi karşıladı. Kendimizi Türkiye ye gelmiş gibi hissettik. Halil önümüze scooter ile düştü ve bizi otellerine götürdü. Halil, Türkiye den 3 bayan misafiri daha olduğunu söyledi, onlarla tanışıp akşam birlikte yemeğe çıktık. Yanımızda Kos adasına ailesinin yanına tatile gelmiş, Heraklia adında genç bir arkadaş daha vardı. Tipik Doğu Karadeniz insanı fiziğinde olan Heraklia ya Tursun ismini taktık, kabullenmesi de çok çabuk oldu. Ailesi Kayseri civarından Yunanistan’a gelmiş. Tursun sayesinde bol espirili keyifli bir akşam geçirip, otelimize döndük.
Sabah kahvaltıdan sonra denize girmek için, adanın diğer ucunda bulunan Kefalos burnunu tavsiye ettiler. 40 km lik güzel bir ada turu yolculuğundan sonra Kefalos’a ulaştık. Gerçekten de denizi çok güzeldi, sakin ve ucuz.
Hareketli bir yolculuktan sonra bu kadar dinlenmek bizi dürttü ve gidip biraz Bodrum’da eğlenelim dedik.
Yunan Ferryboat’una 14 saatlik yolculuk için ödediğimiz bilet parasından daha fazlasını 1 saatlik Türk teknesine ödememiz, Türkiye ye daha adım atmadan yediğimiz ilk Türk kazığı oldu.
Kos
Kos (eski) güzelleri
Tursun
Kos Kos gittik kös kös geldik
7 Temmuz 08
Bodrum gümrüğünden çıktıktan sonra denizini çok beğendiğim Karaincir’e gittik, ertesi günde Turgutreis’e geçtik, Kos adası hala karşımızdaydı.
Artık dönüş yolu başlamıştı. Bir gece Pamukkale’de bir gece de Ankara’da kalarak (çok sevdiğim arkadaşlarımı da görme fırsatı buldum) rahat bir yolculukla 12 Temmuz 08 de Samsun’a ulaştık.
Bodrum
Denize girdik
Gün batarken yemek yedik
Dans ettik
Çok eğlendik, çok
Nirvana’ya ulaştık
Fotoğrafta yenmiş gibi görünen balık, aslında henüz yenmemişti
Pamukkale
Pamukkale antik havuz
Pamukkale’de gün batımı
Dönüş yolu
Kendinizi kuş gibi hissederek daha az benzin yakabilirsiniz
Bizle gelemese bile heyecanlarını bizle paylaşan arkadaşlarımıza, yolculuğumuzda bizlere iyi dileklerini ulaştıran arkadaşlarımıza, tanımasak da gezi raporlarından faydalandığımız ve bizlere önerilerde bulunan arkadaşlarımıza, yol boyunca tanışıp, gezimize renk katan arkadaşlarımıza ve özellikle çok iyi bir yol arkadaşı olan sevgili Selami’ye bu güzel gezi için çok teşekkür ediyorum. _________________ Honda TransAlp |
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Mesaj konusu: |
|
|
|
|
Başa dön |
|
|
lacivert Kıdemli Üye
Kayıt: Apr 13, 2007 Mesajlar: 863 Nerden: Antalya
OFFLINE
|
Tarih: Cum Tem 18, 2008 12:29 pm Mesaj konusu: |
|
|
Sanki sizinle ben de gezdim..Hep yapmayı istediğim bir geziydi bu.Kısmet bakalım ne zamana olacak..?
Çok güzel olmuş.Resimler, anlatım çok güzel.
İnsanları, kültür benzerliğini biraz daha görmek isterdim sanıyorum.
Çok teşekkür ediyor Selami Ve Halit.
Paylaşım için teşekkür ediyorum. _________________ Transalp Oleyyyy!
Ufuk Özışık Siyah Transalp 2008 (XL 650)
"Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?"
Çizebilirdim ben, Abidin olsam:
"Siyah TRANSALP'imde kıvrılarak giden uzun ince bir yolda resmederek beni . & |
|
Başa dön |
|
|
wolfmann08 Tecrübeli Üye
Kayıt: Mar 04, 2008 Mesajlar: 418 Nerden: Artvin
OFFLINE
|
Tarih: Cum Tem 18, 2008 2:08 pm Mesaj konusu: |
|
|
Evet güzel ve uyumlu bır gezi tebrık edıyorum sızı paylaşımınız için de ayrıca teşekkürler _________________ XL 650 TA 2001
0 RH (+)
Ufuk ÇELİK
www.artvinmotosikletkulubu.com |
|
Başa dön |
|
|
lastman Tecrübeli Üye
Kayıt: Apr 12, 2008 Mesajlar: 108 Nerden: İstanbul
OFFLINE
|
Tarih: Cum Tem 18, 2008 2:16 pm Mesaj konusu: |
|
|
Güzel sunumunuz ve fotoğraflarınız için teşekkürler.. _________________ C.D
İstanbul
Afrika 98 |
|
Başa dön |
|
|
alk22 Tecrübeli Üye
Kayıt: Jan 08, 2007 Mesajlar: 233 Nerden: Edirne
OFFLINE
|
Tarih: Cmt Tem 19, 2008 11:08 am Mesaj konusu: |
|
|
Tekrar tekrar izlenecek incelenip irdelencek bir gezi ve rota.Bir kez daha teşekürler Halit ve Selami.
Selamlar. _________________ ALKAN
SuZuKi V STRoM... |
|
Başa dön |
|
|
|
|
|
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
|
|
|