Ahmet Güngör | Bir Tutkudur Enduro! Atın sanki evrimleşip metale döndüğü devirlerden gelmiştir. Buram buram macera kokar. Her torku sonrakine can verir.
En uzun ve esnek ön amartisör oranıyla ve büyük çaplı cant çapıyla Devamı...
Alpaslan Kuzucan | Motosiklet Felsefesi Motosiklet sahibi olmak sizi motorcu yapmaz aynen piyano sahibi olmanın sizi müzisyen yapmayacağı gibi. Motorcular vardır,
ulaşımlarını motosikletle sağlayanlar vardır. Bir hedefe ulaşmak Devamı...
Kayıt: Jan 30, 2007 Mesajlar: 62 Nerden: Sahilden OFFLINE
Tarih: Prş Şub 08, 2007 3:28 pm Mesaj konusu:
Ben katılmıyorum tenereahmet, çünkü TT600'ün yaptığı açıklama her ne kadar doğru gözükse de eksik bir açıklama olmuş! Sevgili hemşehrim isinakholi'nin derdine deva olmamış bu açıklama. Çünkü biliyoruz ki onun motosikletinin manuelinde (kullanma ve bakım kitapçığında) 95 oktan süper benzin kullanın yazıyor ve biliyoruz ki istenen benzin artık piyasada yok!
Var olduğunu savunan taşralı arkadaşlarım yanılıyorlar; kesinlikle yok, çünkü üretilmiyor. Var olan, 95 oktan kurşunsuz süper benzindir. Bu benzin katkı koyularak kurşunlu benzine muadil hale getirilip satılmaktadır (ciddi istasyonların çoğunda pompanın bir kenarında yazar; katkılı kurşunsuz benzindir diye). Taşrada, ekonomik sebeplerden dolayı eski (karbüratörlü/katalizatörsüz) araçlar çoğunlukta olduğu için oralardaki benzin istasyonları bu araçlara en uygun yakıtı katkı konulmak sureti ile yine kurşunsuz benzinden sağlıyorlar.
Katalizatörsüz motorlarımızda kurşunsuz benzin kullanırken katkıya neden ihtiyaç duyulur veya kurşunsuz benzini katkısız olarak direk kullanırsak ne olur gibi sorulara açıklık getirmek gerek! Öncelikle problemi doğru anlamak adına kurşun maddesinin olaydaki rolünü belirlemeliyiz! Gerçekte kurşun yakıt içinden atık bir madde olarak açığa çıkmaktadır; hem soluduğumuz havayı kirleterek ve hem de motorumuzun içini kurumla kaplayarak olumsuzluklar yaratmaktadır.
Öte yandan kurşun, genleşik ısı ortamında darbeli çalışan parçaların birbirleri ile temaslarını yumuşatabilen bir maddedir ve bu özelliği sayesinde motorun silindir (gömlek), segman, piston, supap gibi hayati aksamlarının daha uzun süre görev yapmalarına vesile olur. Kurşunun, buna rağmen istenmemesi, havada atık şekilde yoğun olarak bulunduğunda canlıların sağlıklarına zarar vermesindendir.
Sonuçta üreticiler kurşunsuz benzinle çalışabilecek sağlam metallere (bazıları seramik de kullanıyor) yönelerek daha dayanıklı motorlar üretmeyi başardılar. Bu motorlar tabiki kurşunlu benzinle de ve üstelik daha uzun ömürlü çalışabilir motorlardı. Ama ardından katalizatör ilavesi ile atık emisyonunu dengeleme hikayesini yutturdular! Başlangıçta katalizatör ilavesindeki asıl amaç emisyonu dengelere oturtmaktan ziyade, kurşunlu benzinin katalizatörü ve hali ile motor beyninin çalışma programını bozacağı gerçeğini öne sürerek, tüketicileri kurşunsuz benzin kullanmaya zorlamaktı! Yoksa, benzin zaten kurşunsuz, yani çevreyi zehirleyecek madde ortadan kaldırılmış ise emisyon dengelemenin ne alemi var? Emisyon dengeleri için geriye hava yakıt karışım oranları kalıyor ki zaten hiçbir kimse ayarsız bir aleti kullanmak istemez, zira sarfiyat artar ve üstelik güç/tork eksikliğine sebep olur. Yani bu ayarların sağlıklı olmasını herkes ister ve gönüllü olarak yaptırır!
Basit anlatalım dedik ama yine de çok uzattık galiba... Her ne ise... Yukarıda bir arkadaşımız yazmış; asıl zararlı olan kurşunsuz benzine göre imal edilmiş motorlara kurşunlu benzin koymaktır diye. Doğru söylemiş ama böyle bir ihtimal yok; kurşunlu benzin zaten piyasada yok ki koyalım! Peki eski teknoloji motorlarımıza kurşunsuz benzin koyarsak ne olacak? Aslında fazla korkulacak bir durum olmayacak; sadece motorlarımızın ömürleri bir miktar azalacak. Bunu istemiyorsak, kurşunsuz (sert) olan benzini katkı koymak sureti ile yumuşatmak zorundayız! Katkı olarak kullanılan maddelerin aslında kurşunla alakaları yoktur ama kurşunun sağladığı faydayı sağlamaktadırlar.
Çoğu istasyonlarda katkılı kurşunsuz benzin bulmak mümkün. Ancak, söz konusu katkı maddesinin yeterli oranlarda kullanılıp kullanılmadığından hiç bir zaman emin olamazsınız. Dolayısı ile eski teknoloji motorlarımız Allaha emanet durumda! Katkısız, sade kurşunsuz benzini de pekala kullanabiliriz; bunun kısa vadede motorumuza hiçbir zararı olmayacaktır. Katkısız kurşunsuz benzin kullanmak durumunda kalıyorsak, yapabileceğimiz tek şey motorumuza daha nazik davranmaktır! Agresifçe fazla devir çevirmek sureti ile motorlarımızın limitlerini zorlamamaktır.
Yok ben katkılı benzin bulamıyorum, kurşunsuz benzin kullanıyorum ama motorumun da tadını çıkararak, limitlerinde keyfimce kullanmak istiyorum diyorsanız, sizlere çok hayati bir önerim olacak: İKİ ZAMANLI MOTOR YAĞI KULLANIN! İki zamanlı motor kullananlar bilirler. Bu yağ iki zamanlı motorların deposundaki benzine ortalama %2 oranında katılan bir yağdır ve piyasada bolca mevcuttur. Tabi dört zamanlı bir motor için çok düşük bir oran yeterlidir (benim kullandığım oran, ortalama 10 litreye 10 gram kadardır). Çünkü buradaki amaç motoru yağlamak değil benzini yumuşatmaktır. Bu işlemi motorunuzun ömrünü uzatmak adına mutlaka yapmanızı öneririm; emin olun faydası pek çok, zararı pek az!
Son cümle biraz kafa karıştırıcı mı oldu? Peki, bunu da açıklayalım: Dört zamanlı motorların egzostları yağ atığına uygun dizayn edilmemişlerdir ve çoğunun kolayca sökülüp içinin temizlenmesi de mümkün değildir. Benzine katacağınız yağ yüzünden (ama çok düşük oranlarda kullandığınızı var sayarak) uzun vadede egzostunuz dolup tıkanabilir. Bu o kadar uzun bir vadedir ki bu süre içinde normalde de egzostunuz çürüyüp dökülecektir... İçi boşaltılmış performans egzostları bulunanlarda zaten hiçbir sorun olmaz; hatta onlara biraz daha fazla oranlarda yağ katmalarını dahi önerebilirim.
Eski teknolojili iki zamanlı motorlarda ise üreticinin önerdiği miktarlarda iki zamanlı motor yağını aynen depoya ilave etmek şartı ile kurşunsuz benzin kullanımının hiçbir zararı yoktur. Yukarıdaki izahatımdan sonra bunu hatırlatmama bile gerek yoktu; olayı netleştirmek adına fikir edinmeniz için söyledim!
Sevgilerimle... _________________ ÖNEMLİ OLAN ZAMANA BIRAKMAK DEĞİL ; ZAMANLA BIRAKMAMAK ...
Kayıt: Apr 04, 2006 Mesajlar: 209 Nerden: istanbul OFFLINE
Tarih: Cmt Şub 10, 2007 12:50 am Mesaj konusu:
sayın hemşerim
son derece doyurucu bir açıklama olmuş.Yağını ve "cumu"sunu katınca demek ki meselenin üstesinden gelinebilir.
Ayrıca;yağ katıp ekzostu tıkama meselesine gelince,zaten kurşunlu ile çalışan makineler belli peryotlarla kurum temizlemeye ihtiyaç duyuyorlardı.Çok fazla bi şey değişmemiş olacak,sağol,varol _________________ "Seyahat Ya Resulallah"
Kayıt: Nov 08, 2004 Mesajlar: 108 Nerden: samsun OFFLINE
Tarih: Prş Şub 15, 2007 4:23 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Başlangıçta katalizatör ilavesindeki asıl amaç emisyonu dengelere oturtmaktan ziyade, kurşunlu benzinin katalizatörü ve hali ile motor beyninin çalışma programını bozacağı gerçeğini öne sürerek, tüketicileri kurşunsuz benzin kullanmaya zorlamaktı! Yoksa, benzin zaten kurşunsuz, yani çevreyi zehirleyecek madde ortadan kaldırılmış ise emisyon dengelemenin ne alemi var?
Cumoni'nin yazdığı herşey sonuna kadar doğru, bu konularda oldukça bilgili olduğu ortada. Benim yukarıdaki paragrafa eklemek istediğim bir nokta var.
Katalizör (diğer adıyla katalitik konvertör ya da katalitik dönüştürücü), istenmeyen emisyonları temizler ki bu emisyonların sadece birine kurşun sebep olur. Kurşunun sebep olduğu istenmeyen emiyondan kurşunsuz benzin kullanarak kurtulabilirz. Fosil kökenli karbonlu yakıt kullandığımız için ortaya çıkan CO (karbonmonoksit), CO2 (karbondioksit) ve HC (hidrokarbon) emisyonlarını da katalizör temizleyecektir. Ancak katalizörün uzun ömürlü olabilmesi (tıkanmaması) için de onu tıkayacak kurşundan yani kurşunlu benzinden uzak durmak gerekir. Velhasıl katalizörün ortaya çıkması bahaneye değil gerekliliğe dayanmaktadır.
Eline sağlık cumoni, yukardaki konu hariç sapına kadar doğru ve eksiksiz yazmışsın. _________________ Hakan KAHVECİOĞLU-Honda XR650R-SKY TEAM ST200TR
Kayıt: Jan 30, 2007 Mesajlar: 62 Nerden: Sahilden OFFLINE
Tarih: Cum Şub 16, 2007 9:37 am Mesaj konusu:
Teşekkür ederim xr650r.
Biraz fazla abartmışsın sanki... Konuya ilişkin bir eğitimim yok; sonuçta, kulaktan dolma bilgilerimi mantığımla yoğurup yorumlar yapıyorum! Yanlış da olabilirim ki olmuşum zaten! Senin yukarıdaki yorumundan sonra konuya biraz daha vakıf oldum; teşekkürüm bundandır! _________________ ÖNEMLİ OLAN ZAMANA BIRAKMAK DEĞİL ; ZAMANLA BIRAKMAMAK ...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız