Önceki başlık :: Sonraki başlık |
Yazar |
Mesaj |
TA6B Yamaha Grubu
Kayıt: May 31, 2004 Mesajlar: 4276 Nerden: Amisos
OFFLINE
|
Tarih: Prş Ağu 12, 2004 7:10 pm Mesaj konusu: Bafra Kolay Barajı Gezisi (Alabalıklı tabii...) |
|
|
Selam Millet,
Hafta sonu Cumartesi akşamı arkadaşlarla bir araya gelip Pazar günü için ne yapalım sorusuna öneriler getirdik. Her zaman olduğu gibi boğuntuya geldik ve ayrı ayrı sazlar çalmaya başladı. Bence "Pazar gezisinin çok uzun Km'ler olmasına gerek yok, amaç sadece yol yapmak değilse neden burnumuzun dibindeki güzel yerlere gitmeyelim" dedim. Sonunda oy birliği ile Bafra Kolay (Altınkaya) Barajına gitmeye karar verdik. Samsun Kolay arası 70 Km olduğundan yakın bir mesafe ve bizi boğucu sıcaklarda bunaltmayacaktı. Adından'da anlaşılacağı üzere KOLAY bir gezi olacaktı...
Ama gezi raporuma başlamadan önce sizlere kısaca Kolay'daki Altınkaya Barajından bahsetmek isterim; Türkiye'nin en büyük hidroelektrik santrallerine sahip olan bu baraj Samsun ili Bafra ilçesinin 35 km. güney batısında bulunan Kızılırmak nehri üzerinde "Kil çekirdekli kaya dolgu tipi" olarak inşa edilmiştir. 5.76x109 m³'lük Faydalı rezervuar hacmi ile, yılda 1 milyar 632 milyon kilovat saat elektrik enerji üretim kapasitesinin yanı sıra, enerji maksatlı Derbent Barajına da sürekli ve düzenli su temin etmektedir. Gövde yüksekliği 195 m. gövde uzunluğu 634 m. tünel uzunluğu 1.700 m. tünel kesiti 9.8 m. olan Altınkaya Barajı'nda 6 adet kapak yer alıyor.
700 MW gücündeki hidroelektrik santralı, 11.800 m³/sn. kapasiteli dolu savağı ve diğer işletme tesisleri ile enerji üretmekte olan Altınkaya Barajı ayrıca çevresinde bulunan şelale etrafı dinlenme ve mesire yeri olarak da kullanılmaktadır. Yollarının virajlı ve zaman zaman stabilize olması sebebiyle endurocuların sık sık uğradıkları bir cennetdir.
Baraj gövdesinde bulunan Alabalık çiftlikleri ve restaurantlar sebebiyle hafta sonları kalabalık ziyaretçi gruplarına ev sahipliği yapmaktadır. Baraja gidip de güveçte bol tereyağlı kaşarlı veya sade alabalık yemeden gelmek olurmu hiç töbe töbe...
Neyse gelelim sadede! Pazar günü sabah saat 09:00 gibi 4 arkadaş yola çıkıyoruz. Ben, Faris, Timur ve İbrahim keyifli bir yolculuk yaparak baraja ulaşıyoruz. Hava güneşli ve açık, yollar ise alabildiğince virajlı ehehe (Hiç sevmem!!)
Yolda gaz açan arkadaşlar sanki tabakhaneye b.k yetiştirir gibi gidince ben sinirleniyorum. Faris ile hem sigara molası hemde resim çekmek için duruyoruz ve deklanşörümüze basıyoruz. Faris geçen yıllarda KLR 650 ve Triumph Tiger'a binen biri olarak 1200 Bandit'den hiç memnun kalmadı. Bu motor Karadeniz yollarına göre çok rahatsız bir makine diye söylenip duruyordu. Bende "Değiştir altı yanmasın" şeklinde kızdırıp duruyorum kendisini Hani atalarımız boşuna söylememiş "Gelen gideni aratır" diye...
Barajın karşı kıyısında balık tutanları görünce oltalarımızı yanımıza almadığımıza pişman oluyoruz. Amatör balıkçılar kova kova balık götürürlerken biz hazır yemeğe talim edeceğiz anlaşılan. Off offfffff...
Hepimiz bol tereyağlı Güveçte Alabalık siparişlerimizi verip bekliyoruz. Midemde ziller çalıyor ve beklemeye hiç tahammülüm kalmadı.
Yemeklerimiz gelince de resim çekmeyi felan unutup balıkları bir nefeste yutuyoruz. Doğa ve manzara harika, göle sıfır bu restaurantda yemek bir başka keyifli oluyor.
Tam o sırada göldeki küçük ziyaretçilerimiz yanımıza geliyor ve onlarda bu yemekten nasiplerini alıyorlar.
Faris ile Timur ördeklere kırıntıları atmakla meşguller, bu arada bende geri plandan resim çekiyorum.
Alabalık havuzlarından birinini zoom yapıyorum. Balıklar burada serpilip büyüyorlar ve oradan da midelerimizi şenlendiriyorlar.
Yemekten sonra bir rehavet çöküyo üzerimize ve sigaralarımızı yakıveriyoruz. Bol geyikli bir sohbet başlıyo. Ben o sırada lavabo bahanesi ile arkadaşların yanından ayrılıp sinsice yan tarafda deniz bisikleti kiralanan yere doğru ilerliyorum. Bizimkilerin haberi yok tabii.
Sürpriz diye bağırıyorum ve onların masasına doğru, iskele alabanda şekliyle yanaşıyorum. Deniz bisikleti iyi güzelde tek başına pedal çevirmek bana göre değil. Uzun zamandır bisiklete binmeyince insanın baldır ve bacak kasları ağrımaya başlıyor...
Yanıma hemen bir partner bulmam lazım!! İbrahim hemen zıplıyo ve kokpitde yerini alıyo. Tek silindiri çift çilindir yapınca gidişimizde güzelleşiyo tabii ehehehe.. Çevir babam çevir afedersin. Bu işin bize göre olmadığını kısa zamanda anlayıp bisikleti teslim ediyoruz. Motorum motorum güzel motorum deyip ben eski yol arkadaşıma doğru koşuyorum. Dönüşde Bafra içine girip birde dondurma molası veriyoruz. Meşhur Bafra Balkaymak dondurmasından yiyoruz ve noktayı koyuyoruz. Resimleri çekerken pillerin bitmiş olması sebebiyle bu görüntüleri sizlerle paylaşamadığım için üzgünüm arkadaşlar.
Hem ne demişler; "Biri yer biri bakar - kıyamet ondan kopar..."
Bizi izlemeye devam edin anacım - Alıcınızın ayarlarıyla sakkın ha oynamayın.
Sevgilerimle...
"Her Yolculuk Yeni Bir Maceradır......" _________________ Gökşin Y.KIVANÇ
Honda CRF1000L Africa Twin & SYM Fiddle II 125
OSCAR | Golden Retriever
|
|
Başa dön |
|
|
Sponsor Linkler
|
Tarih: Mesaj konusu: |
|
|
|
|
Başa dön |
|
|
Kaan Demirbaş Üye
Kayıt: Jun 03, 2004 Mesajlar: 1598 Nerden: Samsun
OFFLINE
|
Tarih: Cum Ağu 13, 2004 12:12 pm Mesaj konusu: |
|
|
Aaahhh Ah . Seni neden daha erken aramadım ki? Aradığımda muhtemelen balıklar pişiyordu. Birdahakine banada haber verin oldumu .
Alabalık yemeyeli çok zaman oldu. _________________
950 Adventure |
|
Başa dön |
|
|
TA6B Yamaha Grubu
Kayıt: May 31, 2004 Mesajlar: 4276 Nerden: Amisos
OFFLINE
|
Tarih: Cum Ağu 13, 2004 7:57 pm Mesaj konusu: |
|
|
İnşallah Kaan,
Bir dahakine söz sanada haber vereceğim.
Pazar günleri yazlıkta olduğunu bildiğim için haber veremedim.
Programını bozmak istemem dostum!
Ama sen Cumartesi akşamları bana cepten bir alo dersen çok daha iyi olur. Genellikle arkadaşlarla toplanıp Pazar programını akşamdan yapıyoruz ok.
Birlikte gezmek dileğim ile.
Hoşçakal...
"Her Yolculuk Yeni Bir Maceradır......" _________________ Gökşin Y.KIVANÇ
Honda CRF1000L Africa Twin & SYM Fiddle II 125
OSCAR | Golden Retriever
|
|
Başa dön |
|
|
|
|